İslâm'da kişilerin mesken sahibi olmasına büyük önem verilmiştir. Bu sebeple Âlemlere Rahmet Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
"Üç şey insanın saadetinden, üç şey de mutsuzluğundandır. İnsana mutluluk veren üç şey: İyi bir eş, geniş bir ev ve iyi bir binektir. İnsanın mutsuzluğuna sebep olan üç şey ise: Kötü eş, kötü ev ve kötü binektir." [Ahmed b. Hanbel, Müsned, I,168; III, 407]
Meskenin kötülüğünden maksat, "darlığı ve istifade edilen bölümlerinin azlığıdır" buyurulmuştur. [Hâkim, el-Müstedrek, 2, 162]
Ayrıca bir evin kötü oluşu ve saadet yuvası olamayışının sebepleri arasında;
- Komşuların kötülüğü,
- Ezan duyulamayacak veya cemaatle namaza iştirak edilemeyecek kadar mescide uzak oluşu,
- Ve havasının kötü olması, güneş alamaması gibi hususlar da sayılmıştır. [Ali Şafak, İslâm Hukuku Açısından Şehircilik ve Aile Meskeni Problemi, İlâhiyat Fak. Dergisi, Erzurum 1982, s. 14]
Yine Rasûl-i Zîşân Efendimiz (s.a.v.), "Eğer uğursuzluk denen bir şeyden söz edilecekse bu, şu üç şeydedir: Ev, eş ve binek vasıtası" buyurmuştur. [Buhâri, Sahih, Cihad, 47; Müslim, Sahih, Selâm,1 I8, 119; Tirmizî, Sünen, Edeb, 58; İbn Mâce, Sünen, Nikâh, 55]
İşte bu önemine binaendir ki, İslâm'da ev yapımı teşvik edilmiş ve Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Her kim bize memur (vergi memuru) olursa evlensin, hizmetçisi yoksa hizmetçi tutsun ve evi yoksa ev edinsin". [Ebu Dâvud, Sünen, İmâre, 10; İbn Mâce, Sünen, Ruhûn, 24; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 467]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder