Bilim dünyası ne diyor?Modern tıbbı kabul etmeyen bir kesim de var sağlığa zararlı olduğunu ileri sürenler de… Her ne kadar bilimsel metotlara dayansa da modern tıp herkesi memnun etmeye yetmiyor. Kimileri "geleneksel" yöntemlere başvurmanın gerekliliğini vurguluyor kimileri ise modern dönemde karşılaştığımız hastalıkların insan eliyle üretildiğini. Aşı olmayı reddeden de var maske takmaya karşı çıkan da. Peki, modern tıp hayatımızın neresinde? Tüm bu fikir ayrılıkları karşısında bilim ne diyor?
Modern tıbbı kabul etmeyen bir kesim de var sağlığa zararlı olduğunu ileri sürenler de… Bu konudaki en yaygın eleştiriler, modern tıbbın, ticarileştiği, toplumu kontrol eden bir araca dönüştüğü, ilaç sektörüne hizmet eden bir iş sektörü haline geldiği yönünde. Öte yandan binlerce yıllık geçmişe sahip geleneksel şifa yöntemlerini dışlaması ve hastalıklardan çok belirtilerini ortadan kaldırması da bu konudaki bir başka husus.
18'inci yüzyılın sonlarından itibaren hayatımıza giren modern tıp konusunda 19'uncu yüzyıl itibariyle ilk eleştiriler de geldi. Bunun öncesinde Doğu tıbbı, Çin tıbbı ya da Hint tıbbı gibi isimlendirmeler vardı. Ancak "alternatif tıp" ve modern tıp arasındaki çatışma, 1800'lü yıllardan itibaren başladı. Bilimsel incelemelerin gelişmesi, laboratuvar ve mikroskop altındaki incelemeler, tedavi imkânları ve ilaçların üretilmeye başlaması, 19'uncu yüzyılda modern tıbbın önünü açan unsurlar oldu. Ancak bu uygulamalara itiraz eden ve doğal yolları önerenler de baş gösterdi.
Sağlığın Gaspı kitabı ile modern tıbbın insan sağlığı için zararlı olduğunu belirten Illich, tıp fakültelerinde öğretilen tıp anlayışının günümüz toplumu için en büyük tehditlerden biri olarak tanımlıyor. Ona göre modern tıp, daha çok hasta üreten bir endüstriye dönüştü.Tıp yapılanmasının, insanların hastalıklarına vaka ve birey üzerinden yaklaşarak üstün körü tedavi ettiğini savunan Illich, bu hastalıkların temelinde yatan sosyal, ekonomik ve kültürel gerçek nedenlerin göz ardı edildiğini söylüyordu. Neredeyse yarım asır geçmesine rağmen Illich'in görüşleri, hala tüm dünyada modern tıp ile ilgili eleştirilerin ana odağı.
Fransız düşünür ve teorisyen Michel Foucault, tıbba dair pek çok eleştiride bulunan isimlerden biri. Toplumun ve hayatın tıbbileştirilmesi, tıbbın siyasi bir etkinlik olarak iktidar alanına dönüştürülmesi yönünde eleştirilerde bulunan Foucault, bu durumun modern dünyada "biyopolitik bir strateji" olduğunu belirtir.ABD'li diyetisyen Sylvester Graham, sağlıklı yaşam konusundaki fikirleri ile dikkat çeker. Ona göre insan hastalıklarının çoğu vücudu fazla uyaran gıdalar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Et, alkol, tütün, kahve, çay, beyaz un ve baharatlı yiyecekler, vücudu ve organları fazla yoran gıdalardır. Modern tıbbın yöntemlerine karşı çıkanlardan biri de İrlandalı doktor Seamus O'Mahoney'dir. Tıbbın öncelikle tıp camiasını tedavi etmesi gerektiğini düşünen O'Mahoney, tıp dünyasındaki yozlaşmaya dikkat çekiyor. Hastaların, hekimlerin ve tıp endüstrisi denilen yapının kurbanı ve köleleri olarak görüldüğünü ifade ediyor. Birçok hastalığın tedavisinin gerçekleştirildiği tıp döneminin geride kaldığını belirten doktor, modern tıbbın Ortaçağ kilisesinden farksız olduğunu savunuyor.
Oysa Müslüman coğrafyalarda 1000 yıldır uygulanan metotlar, asırlar boyu geliştirilen tedavi yöntemlerinin bir parçasıdır. 830 yılında Tunus'ta tıp tarihinde önemli bir çığır açan El-Kayrevan Hastanesi kurulmuş ve tıbbi faaliyetlerin merkezi haline gelen bu hastane bünyesindeki tabipler, sayfalar ve tomarlar dolusu tıbbî neşriyatı kaleme almışlardı.
Oysa Müslüman coğrafyalarda 1000 yıldır uygulanan metotlar, asırlar boyu geliştirilen tedavi yöntemlerinin bir parçasıdır. 830 yılında Tunus'ta tıp tarihinde önemli bir çığır açan El-Kayrevan Hastanesi kurulmuş ve tıbbi faaliyetlerin merkezi haline gelen bu hastane bünyesindeki tabipler, sayfalar ve tomarlar dolusu tıbbî neşriyatı kaleme almışlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder