ALLÂME TEFTÂZÂNÎ (Rahmetullâhi aleyh)
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ أَحَدٍ أَفْضَلُ مَنْزِلَةً مِنْ إِمَامٍ إِنْ قَالَ صَدَقَ، وَإِنْ حَكَمَ عَدَلَ، وَإِنِ اسْتَرْحَمَ رَحِمَ. (كنز)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ." قونوشديغى زمان دوغرى سويلين ، حكم ورديكى زمان عادل اولان و ( كندسندن ) مرحمت إستديكى زمان مرحمتلى اولان إداره جيلردن ( قيامت كونى ) دها مرحمت لى اولان إداره جيلردن ( قيامت كونى ) دها اؤستون دره جه ده كمسه يوقدر ."
Resûlullâh Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Konuştuğu zaman doğru söyleyen, hüküm verdiği zaman âdil olan ve (kendisinden) merhamet istendiği zaman merhametli olan idâreciden (kıyâmet günü) daha üstün derecede kimse yoktur.”
(Kenzü’l-Ummâl)
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 23 Rebîulâhir 1439 Fazilet Takvimi
ALLÂME TEFTÂZÂNÎ (Rahmetullâhi aleyh)
İsmi, Mesûd bin Kâdî Ömer Sa’düddîn Teftâzânî’dir. Sarf, nahiv, meânî, beyân, akâid ile usûl-i fıkıh, mantık ve sâir bir çok ilimde âlim idi.
Hicrî 712/M. 1312 senesinde Horasan’ın Nesâ vilâyetinin Teftâzân kasabasında doğdu. Moğol istîlâsı sebebiyle yüksek âlimi kalmayan, İslâmî müesseselerin sönmeye yüz tuttuğu bir devirde yetişen Allâme Teftâzânî (rah.), yüzlerce âlim yetiştirmiştir. Onunla İslâm âlimleri iki devreye ayrılmış; Teftâzânî’den evvelki âlimlere “Mütekaddimûn” sonraki âlimlere “Müteahhirûn” denilmiştir.
Hicrî 793/M. 1391 senesinde Semerkand’da vefât etti. Vasiyeti üzerine na’şı Serahs’e nakledilip orada defnolundu. Vefâtına Seyyid-i Şerîf Cürcânî (rah.): “Tayyebellâhü Serâhü” (Allah onun kabrini güzel kılsın) cümlesini tarih düşürmüştür ki hicrî 793 tarihini gösterir. Rahmetullâhi aleyh.
Allâme Teftâzânî (rah.), Ehl-i Sünnet i’tikâdını anlatan Şerhu’l-Akâidi’n-Nesefiyye kitâbında şöyle buyurmuştur:
Dirilerin ölüler için duâlarında ve sadakalarında onlar için menfaat vardır. Bu hususta Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) nice sahîh hadîs-i şerîfleri ve Ashâb-ı Kirâm’dan tevâtür yoluyla nakiller vardır. Eğer fayda olmasaydı, cenâze namazı kılmanın da bir manası olmazdı.
Sa’d bin Ubâde (radıyallâhü anh), Resûlullah Efendimize: “Yâ Resûlallâh! Annem vefât etti. Onun için hangi sadaka daha faziletlidir?” diye sordu da Resûlullah (s.a.v.) ‘su’ buyurdular. O da bir kuyu kazdı ve ‘Bu Sa’d’ın annesi içindir.’ dedi.
Yine Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Duâ belâları def eder, sadaka da Allâhü Teâlâ’nın gazabını söndürür.” ve “Muhakkak âlim ve talebe bir beldeye uğradıklarında Allâhü Teâlâ o belde kabristanından azâbı kırk gün kaldırır.” buyurmuşlardır.
Kitaplarından bazıları: Şerhu’l-Akâidi’n-Nesefiyye, Şerhu’l-Adud, Şerhu’t-Telhîs el-Mutavvel, Muhtasaru’l-Meâni, et-Telvîh fî Şerhi’t-Tevzîh, el-Mekâsıd ve Şerhi, Şerh-i Şemsiye, Şerh-i Tasrîfi Zencânî, el-İrşâd, Tehzîbü’l-Mantık ve’l-Kelâm, Hâşiyetü’l-Keşşâf.
Hicrî 712/M. 1312 senesinde Horasan’ın Nesâ vilâyetinin Teftâzân kasabasında doğdu. Moğol istîlâsı sebebiyle yüksek âlimi kalmayan, İslâmî müesseselerin sönmeye yüz tuttuğu bir devirde yetişen Allâme Teftâzânî (rah.), yüzlerce âlim yetiştirmiştir. Onunla İslâm âlimleri iki devreye ayrılmış; Teftâzânî’den evvelki âlimlere “Mütekaddimûn” sonraki âlimlere “Müteahhirûn” denilmiştir.
Hicrî 793/M. 1391 senesinde Semerkand’da vefât etti. Vasiyeti üzerine na’şı Serahs’e nakledilip orada defnolundu. Vefâtına Seyyid-i Şerîf Cürcânî (rah.): “Tayyebellâhü Serâhü” (Allah onun kabrini güzel kılsın) cümlesini tarih düşürmüştür ki hicrî 793 tarihini gösterir. Rahmetullâhi aleyh.
Allâme Teftâzânî (rah.), Ehl-i Sünnet i’tikâdını anlatan Şerhu’l-Akâidi’n-Nesefiyye kitâbında şöyle buyurmuştur:
Dirilerin ölüler için duâlarında ve sadakalarında onlar için menfaat vardır. Bu hususta Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) nice sahîh hadîs-i şerîfleri ve Ashâb-ı Kirâm’dan tevâtür yoluyla nakiller vardır. Eğer fayda olmasaydı, cenâze namazı kılmanın da bir manası olmazdı.
Sa’d bin Ubâde (radıyallâhü anh), Resûlullah Efendimize: “Yâ Resûlallâh! Annem vefât etti. Onun için hangi sadaka daha faziletlidir?” diye sordu da Resûlullah (s.a.v.) ‘su’ buyurdular. O da bir kuyu kazdı ve ‘Bu Sa’d’ın annesi içindir.’ dedi.
Yine Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Duâ belâları def eder, sadaka da Allâhü Teâlâ’nın gazabını söndürür.” ve “Muhakkak âlim ve talebe bir beldeye uğradıklarında Allâhü Teâlâ o belde kabristanından azâbı kırk gün kaldırır.” buyurmuşlardır.
Kitaplarından bazıları: Şerhu’l-Akâidi’n-Nesefiyye, Şerhu’l-Adud, Şerhu’t-Telhîs el-Mutavvel, Muhtasaru’l-Meâni, et-Telvîh fî Şerhi’t-Tevzîh, el-Mekâsıd ve Şerhi, Şerh-i Şemsiye, Şerh-i Tasrîfi Zencânî, el-İrşâd, Tehzîbü’l-Mantık ve’l-Kelâm, Hâşiyetü’l-Keşşâf.
Hicrî: 23 Rebîulâhir 1439 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder