Niyazi Acar
Çok eskilerde bir parti varmış, sekülermiş, kendilerine çağdaş derlermiş, hınzır eti yerlermiş, aile mefhumuna pek değer vermezlermiş, KUR'AN okuyanlara baskılar yaparlarmış , millet bunlardan bıkmış ve o çağdaşları eleştiren başka bir partiyi başa geçirmiş.
Geçirmiş geçirmesine de, bu yeni parti eskiden sadece o sekülerlerin yaptığı her ne varsa, millete güzel güzel, yavaş yavaş yaptırmış. Hınzır yedirmiş, faizi inzivadaki mollaya kadar ulaştırmış, aileleri parçalayacak kanunlar çıkarmış, zinayı serbest bırakmış, içki satışını artırmış, kumar çeşidini çoğaltmış, eskiden İslam için kapanan kadınlar modaya uyup çarşıda pazarda arz-ı endam etmeye başlamış, sosyete dindarlık! diye bir ekol oluşmuş, yılbaşını çılgınca kutlayan muhafazakar kesim peyda olmuş, KUR'AN okuyanlara baskılar ve baskınlar yapmaya başlamış. Kimsenin kimseye güveni kalmamış, cinayetler artmış, boşanmalar artmış, kadın kocasına, çocuk anne-babasına, öğrenci öğretmenine, cemaat imamına düşman edilmiş. Ekonomi deseniz, onu sormayın, eskiden jakoben dediklerini hasretle aratır olmuş, yönetenler itibar için zenginliğine zenginlik katarken, halk fakirleştikçe fakirleşmiş. Ama fakirleştik demek bile neredeyse yasaklanır olmuş...
Ne enteresan ki bu yeni parti hala o eskidekinin hikayelerini anlatarak milleti korkutup duruyormuş. Onlar gelirse ahlak bozulurmuş, din elden gidermiş, kuyruklar olurmuş falan falan...
Ve hikaye el'an devam ediyor. Bakalım sonu nasıl bitecek? Temel Çapkın
Ne enteresan ki bu yeni parti hala o eskidekinin hikayelerini anlatarak milleti korkutup duruyormuş. Onlar gelirse ahlak bozulurmuş, din elden gidermiş, kuyruklar olurmuş falan falan...
Ve hikaye el'an devam ediyor. Bakalım sonu nasıl bitecek? Temel Çapkın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder