》 SEN DE MALIN DA BABANINSIN!
Câbir bin Abdullah radiyallâhü anh anlatıyor:
Bir adam Nebiyy-i Muhterem sallallâhü aleyhi ve sellem’e gelerek “Yâ Rasûlallah, babam malımı aldı.” diye şikâyette bulundu.
Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem: “Git, babanı getir.” buyurdu. O sırada Cebrâil aleyhisselâm geldi ve şöyle dedi: “Allah sana selâm ediyor ve şöyle buyuruyor: ‘Yaşlı adam sana geldiğinde içinden geçirip de dili ile ifâde etmediği şeyi sor.’
Bir adam Nebiyy-i Muhterem sallallâhü aleyhi ve sellem’e gelerek “Yâ Rasûlallah, babam malımı aldı.” diye şikâyette bulundu.
Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem: “Git, babanı getir.” buyurdu. O sırada Cebrâil aleyhisselâm geldi ve şöyle dedi: “Allah sana selâm ediyor ve şöyle buyuruyor: ‘Yaşlı adam sana geldiğinde içinden geçirip de dili ile ifâde etmediği şeyi sor.’
Yaşlı adam Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’e geldiğinde ona: “Oğlun senden niçin şikâyet ediyor, onun malını mı almak istiyorsun?” diye sordu. Adam: “Ona sor yâ Rasûlallah, ben onun malını halalarından, teyzelerinden veya kendimden başkaları için mi harcadım?” dedi. Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem: “Tamam, sen içinden geçirip de dile getiremediğin şeyi söyle.” buyurunca, adam şöyle dedi: “Allâh’a yemin ederim ki yâ Rasûlallah, Allah seninle dâima imânımızı kuvvetlendiriyor. Hakikaten de içimden, dile getiremediğim bir şey geçirdim.”
Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem: “Söyle dinliyorum.” buyurdu. Yaşlı zât, (aslı şiir hâlinde oğluna hitâben) şunları söyledi:
Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem: “Söyle dinliyorum.” buyurdu. Yaşlı zât, (aslı şiir hâlinde oğluna hitâben) şunları söyledi:
“Sen küçükken ben seni besledim.
Büluğdan önce ve delikanlılığında sana iyilikte bulundum.
Bir gece sen hastalanınca, ben o geceyi uykusuz geçirdim.
Hastalığından dolayı sabaha kadar yatağın içinde dönüp durdum.
Sanki hastalık sana değil bana isâbet etmiş gibi ağlayıp durdum.
Rûhum ölüm vaktinin değişmediğini bildiği halde, başına kötü bir şey gelmesinden korktu.
Sen artık beslediğim ümit ve emellerimin tahakkuk edeceği yaş ve devreye gelince,
Bana mükâfat olarak kabalık ve katılığı uygun gördün!
Sanki bana o güne kadar iyilik ve ihsanda bulunan senmişsin gibi...
Hadi babalık hakkını gözetmiyorsun da,
Keşke komşunun komşuya yaptığını yapsan!”
Büluğdan önce ve delikanlılığında sana iyilikte bulundum.
Bir gece sen hastalanınca, ben o geceyi uykusuz geçirdim.
Hastalığından dolayı sabaha kadar yatağın içinde dönüp durdum.
Sanki hastalık sana değil bana isâbet etmiş gibi ağlayıp durdum.
Rûhum ölüm vaktinin değişmediğini bildiği halde, başına kötü bir şey gelmesinden korktu.
Sen artık beslediğim ümit ve emellerimin tahakkuk edeceği yaş ve devreye gelince,
Bana mükâfat olarak kabalık ve katılığı uygun gördün!
Sanki bana o güne kadar iyilik ve ihsanda bulunan senmişsin gibi...
Hadi babalık hakkını gözetmiyorsun da,
Keşke komşunun komşuya yaptığını yapsan!”
Adam bunları söyledikten sonra Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem ihtiyarın oğlunun yakasından tuttu ve buyurdu ki: “Sen de, malın da babanınsınız!”
《 Hadis-i Şerif, Taberânî, Mucemu’s-Sağîr 》
• Âlimlerin ekserîsine göre zengin olan çocuğun fakir olan anne ve babasına bakması farzdır.
İmâm Hattâbî’nin görüşü şöyledir:
“Bu hadîs-i şerifte babanın bir ihtiyâcı yok iken ve nafakadan ayrı olarak evlâdının malını elinden alıp, dilediği gibi kullanma mânâsı kast edilmemiştir. Binâenaleyh Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’in bu sözünün mânâsı şudur: “Baban, kendi malı gibi senin malından da ihtiyâcı nisbetinde alır. Senin malın olmadığında ise çalışarak mal kazanabilirsen, çalışıp babanın nafakasını da ödemen vâciptir.”
“Bu hadîs-i şerifte babanın bir ihtiyâcı yok iken ve nafakadan ayrı olarak evlâdının malını elinden alıp, dilediği gibi kullanma mânâsı kast edilmemiştir. Binâenaleyh Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’in bu sözünün mânâsı şudur: “Baban, kendi malı gibi senin malından da ihtiyâcı nisbetinde alır. Senin malın olmadığında ise çalışarak mal kazanabilirsen, çalışıp babanın nafakasını da ödemen vâciptir.”
• Velhâsıl; evlâdın işi ve evi her ne kadar ayrı da olsa, ihtiyaç durumunda anne ve babasının geçimini temin etmekle mükelleftir. O bakımdan anne ve baba, zengin olan evlâdının malından geçimini temin edecek kadar alabilir. Fakat israf edemez, sefâhette kullanamaz. Malın mülkiyeti evlâda aittir.
Sevâd-ı A'zam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder