11 Mart 2020 Çarşamba

Bir Gün Mûsâ Aleyhisselâm, Münacat İçin Tûr-i Sinâ’ya Giderken Yolu Şeytân Aleyhillâne’ye Uğradı ve Dedi ki: ▬ “Ey Melûn! Sen Allahû Teâlâ’nın Kullarını Azdırdığın İçin Hakk Teâlâ Hazretleri Seni Rahmetinden Mahrûm Etti. Daha Ne Diye Azdırmaya Devam Ediyorsun?” Bunun Üzerine Şeytân Aleyhillâne Dedi ki: ▬ “Yâ Mûsâ! Var Sen İşine Git, Ben Öyle Bir Duâ Biliyorum ki, Son Ânımda O Duâyı Okuyunca Allahû Teâlâ Beni Öbür Dünyâya Îmânla Gönderecek...”


Sevâd-ı A'zam

Mûsâ Aleyhisselâm Üzgün Bir Şekilde Tûr Dağı’na Vardı ve Durumu Yüce Allah’a Arz Etti:
▬ “Yâ Rabbi... Bu Melûnun Dediği Gerçek midir?”
Hakk Teâlâ Buyurdu ki:
▬ “Gerçektir Lâkin Sen Üzülme Ey Mûsâ! İzzetim ve Celâlim Hakkı İçin Ben, Âhir Zamanda O Duâyı Ona Unutturacağım. Sen O Duâyı Öğren...”
Mûsâ Aleyhisselâm Bu Duâyı Öğrendi. Hakk Teâlâ Hazretleri Buyurdu:
▬ “Yâ Mûsâ! Herkim Bu Duâyı Okursa, Öldüğü Vakit Îmânla Gider. Kabri Nûrla Dolar. Bu Duâ Hürmetine Münker ve Nekîr’in Suallerinden Emin Olur.”
Hakk Teâlâ Hazretlerinin Mûsâ Aleyhisselâm’a Öğrettiği Duâ Şudur:
Yâ Evvele’l-Evvelîne ve Yâ Âhire’l-Âhirîne ve Yâ Rabbe’s-Semâvâti ve’l-Ardi, Rabbi Lâ-Tezernî Ferden ve Ente Hayru’l-Vârisîn, Bi-Rahmetike Yâ Erhame’r-Râhimîn, ve’l-Hamdü Lillâhi Rabbi’l-Âlemîn.
[Nübüvvet ve Velâyet Deryâsından Nasihâtler, 2.]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder