15 Mart 2020 Pazar

ŞER‘-İ ŞERÎF’E YAPIŞMAK İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri, Şerefüddîn Hüseyin isimli zâta tavsiye mâhiyetinde yazmış olduğu bir mektûbunda şöyle buyurmuşlardır: “Ey Allâh’ım! Habîbin Muhammed (sallallâhü aleyhi ve sellem) hürmetine dünyayı gözümüzde küçült ve âhireti kalbimizde büyüt. Ey iyiyi, kötüyü ayırt edebilen aziz yavrum! Bu kıymetsiz dünyânın süslerine aldanmaktan ve fânî olan gücüne kuvvetine kapılmaktan sakın. Bütün işlerinde şer‘-i şerîfin muktezâsıyla amel etmeye gayret etmen ve dîn-i mübîn-i İslâm üzere yaşaman sana vâciptir. (Bunun için) evvelâ Ehl-i Sünnet ve Cemâat âlimlerinin görüşlerine göre mutlaka itikâdını tashih etmen, düzeltmen lâzımdır. Çünkü bu zarûrîdir. Hazret-i Allah, onların gayretlerini kabul buyursun. Bundan sonra, bütün gayret dizginlerini, amelî olan fıkhî hükümleri yerine getirmeye sarf etmelisin. Farzları edâ etmeye ihtimamla gayret etmek, helâl ve haram hususunda ise tam bir ihtiyat göstermek (tedbirli olmak) lazım gelir… Hulâsa olarak dünyanın zarar ve ziyanından kurtulana dek şer‘-i şerîfin hükümlerine sımsıkı yapışmak lazımdır. Dünyâyı hakîkaten terk etmek mümkün olmasa bile, hükmen terk etmekte kusur etmemek lâzımdır. Bu hükmen terk ediş ise bütün sözlerinde ve fiillerinde şer‘-i şerîfe sımsıkı yapışmak ile olur. Allâhü Teâlâ (rızâsına) muvaffak buyurucudur. Selâm, hidâyete tâbi olan kimseler üzere olsun.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 2, m. 82)

Fotoğraf açıklaması yok.
SIDDÎK KİMDİR?
Sıddîk; diliyle söylediği her şeyi kendi kalbiyle, ameliyle de tasdîk edendir.
Sıddîkta iki mânâ vardır. Sıdkta, doğrulukta mübâlağa eden ve sıdkı âdet edinendir. Diğer mânâ ise şudur: Sıdkı (doğruluğu) çok olan ve sıdkı ile meşhur olan kimse.
Tasavvuftaki târifi ise şöyledir: Cenâb-ı Hakk’ın varlığını, mevcûdiyetini ve vaadlerinin hak olduğunu (tereddütsüz, hiç şaşmadan, hiçbir delile muhtaç olmaksızın) çokça tasdîk eden kimsedir. Hattâ öyle olur ki o hakikat, gözünün önüne akıverir. O kimse nefsini, rûhunu, hayatını ve malını (Allah yolunda) hizmete bezleder
Ben, Rabbimden, benim ümmetimi helâk etmemesini istedim. Rabbim benim bu duamı kabul buyurdu. Dedi ki: ‘Onların helâki kendi aralarında olacaktır. Günah işledikleri zaman ben onları birbirine düşürecek ve vurduracağım.’ Ben bunun da kalkmasını diledim; ama Rabbim, bunu kaldırmadı.”(bk. Müslim, Fiten, 20)
Bunca günâh ve ısyânımıza rağmen toplu helâk edilmiyorsak,âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimiz hürmetinedir. Rabbim şefaatlerine mazhâr buyursun.
CUM'ANIZ MÜBAREK OLSUN!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder