“Yanma”, “elektrik çarpması”, “batma", “iğnelenme” benzeri nöropatik ağrıları ciddi biçimde azaltıyor.
Halk arasında bu tür ağrılarda deriye kına sürmek uygulamasının boş bir inanç olmadığı, bilimsel bir temeli olduğu anlaşılmıştır.
Efsanevi Mısır kraliçesi Kleopatra’nın kına yağından elde edilen bir koku kullandığı bilinmektedir.
Eski Mısır mumyalarının el ve ayak tırnaklarında sıklıkla kına bulunmuştur.
Kına o zamanlarda da hem makyaj, hem süsleme ve hem de tedavi amacı ile kullanılmaktaydı.
Kına, litrasea familyasından bir bitkiden elde edilmektedir.
Birçok türü olmakla birlikte sıklıkla kullanılan yeşil kına, Güney Batı Asya, Kuzey Afrika, Avustralya, Batı Hint Adaları halkaları tarafından endemik olarak kullanılmaktadır.
Tüm bu kültürlerde, kına kullanımının dini bağlantıları da vardır.
Kına, naftokinon gibi onu güçlü bir “boya” yapan bileşiklerin yanı sıra; tanin, kumarin, flavinoidler, fenolik asit, steroller ve ksantonlar gibi birçok biyolojik etkiye yol açan ve tedavide çeşitli tıbbi sorunların çözümünde yararlanılan maddeler de içerir.
Kına, antiviral, antimikrobik, antifungal (mantarlara karşı), yara iyileştirici, antipiretik (ateş düşürücü),analjezik (ağrı kesici),antiinflamatuvar (yangı-iltihap önleyici) özellikleri olduğu uzun zamandır bilinmektedir.
Ayak kokusu ve mantar için;
Toz kınayı 1 litre suya 5 tatlı kaşığı ilave edin 20 dakika kaynatın ve ılıyınca mantarlı bölgeyi yıkayın.
Toz kınayı 1 litre suya 5 tatlı kaşığı ilave edin 20 dakika kaynatın ve ılıyınca mantarlı bölgeyi yıkayın.
DIPNOT: Alınacak kınanın, işini ciddiye alan güvenilir bir aktardan alınması gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder