TEVBE VE İSTİĞFAR : !!!!!!!! Böyle Büyük günahlara Dalan kimseler için alınacak en mühim tedbirlerin başında, bütün samimiyetiyle Allah’a tevbe ve istiğfarda bulunmak, O’nun engin rahmetine sığınmak ve kendisini bu beladan kurtarması için gece-gündüz dua etmek gelir. Sonra iradesini kullanıp, bundan vazgeçme kararlığında olduğunu göstermelidir.
Böyle bir günahın tevbesine gelince...
Buna şu ayet-i kerime ile cevap vermemiz herhalde yerinde olur:
“(Rasûlüm) de ki, ey kendi aleyhlerine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları affeder. O çok bağışlayan ve çok merhamet edendir. Size azap gelip çatmadan ve artık yardım göremeyeceğiniz zaman gelmeden önce Rabbinize yönelin ve O’na boyun eğin.” [Zümer, 53-54]
Allah Teala tevbe edildiği takdirde şirkin dışındaki bütün günahları affedeceğini beyan buyurduğuna göre, elbette bunu da affeder; yeter ki yapılan tevbe şartlarına uygun olsun.
Tevbe, malumunuz ‘dönmek’ demektir. Kişinin sonradan bulaştığı günahtan ve kötü durumdan, iyi ve günahsız olan aslına dönmesinin adıdır. Eğer kötü fiil tekrarlanıyorsa, demek ki dönme henüz gerçekleşmemiştir. Ne zaman dönüşsüz bir vaz geçme olursa ‘dönme’, yani tevbe de o zaman gerçekleşmiş olacaktır.
O halde böyle olan insanların da, diğer bütün günahkâr kullar gibi, Allah’ın rahmetinden ümit kesmemeleri gerekir; hatta ümit kesmeleri yanlıştır, günahtır. Yeter ki, böyle bir vazgeçmeyi, dönüşü / tevbeyi başarabilsinler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder