Kur'ân-ı Kerîm'de Mâide sûresinin, 54. âyetinde kıyâmete kadar İslâm dinine hizmet edecek kavimlerin geleceği beyan edilmektedir. Âlimler bu âyet-i kerîmeyi şöyle tefsir etmişlerdir:
Ey ehli îman, sizden ferd veya cemaat her kim dininden dönerse bilmiş olsun ki Allah onların belâlarını verip yerlerine diğer bir kavim getirecektir. Öyle bir kavim ki hem Allah onları sever; dünya ve âhiret hayırlarını murad eder, hem de onlar Allâh'ı severler; tâatine koşar, isyandan kaçarlar. Öyle bir kavim ki müminlere karşı mütevazı ve merhametli, kâfirlere karşı izzetli, satvetli (güçlü), Allah yolunda mücahede ederler, kötüleyenin kınamasından korkmazlar, münafıklar gibi şunun bunun hatırına, gönlüne bakmaz, dedikoduya aldırmaz, vazifelerini yaparlar. Bu hâl sırf Allâh'ın fazlı ve ihsanıdır. O, bunu kime dilerse verir, dileyene de verir.
Binaenaleyh hiç biriniz ümitsizliğe düşmeyiniz, düşüp de kâfirler peşinde koşmayınız, Allah'tan böyle bir kavim olmayı isteyiniz, dileyiniz. Bu şereflere bu hürriyyete, bu izzet ve istiklâle ermek isteyenler başkalarının değil ancak Allâh'ın velâyetine (dostluğuna) koşmalı, Allâh'ın sevgili peygamberine, müminlere baş kaldırmamalı, muhabbet ve yardım etmelidir.
Mürted (dininden dönen)lerin zararlarına mukâbil olmak ve onların terkettikleri saadetli mevkiyi işgal eylemek üzere kıyâmete kadar zaman zaman nöbetle gelecek ve i'lâyı kelimetullah (Allâh'ın kelimesini yükseltmek) ile İslâm'a hizmet edecek birçok kavimler, topluluklar gelecektir. Vaktiyle Yahudilerin Hıristiyanlara, Hıristiyanların Müslümanlara mevkilerini terkettikleri gibi İslâm nimetinin kadrini bilmeyen nankörler de, onun kadrini bilecek, şükrünü eda edecek yeni bir Müslüman topluluğuna mevkilerini terk etmeğe mecbur olurlar.
Binaenaleyh ey mü'minler, dininizin kadrini biliniz, Hakk'ın bu geniş feyzini, bu ilâhî fazlını, bu yüksek hürriyyeti bırakıp da başkalarının dostluğu arkasına düşmeyiniz.” (Elmalılı, Hak Dîni, Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder