10 Ocak 2022 Pazartesi

ŞEYTANIN GÜVENDİĞİ TÖVBE DUASI Bir gün musa as.münacat için Tur dağına giderken şeytan aleyhillaneye uğradı ve dediki ...ey melun sen Allahu Tealanın kullarını azdırdığın için Hak teala seni rahmetinden mahrum etti Daha ne diye azdırmaya devam ediyorsun ?Bunun üzerine Şeytan aleyhillane .. Ya Musa var sen işine git ..ben öyle bir dua biliyorumki son anımda o duayı okuyunca Allahu Teala beni öbür dünyaya imanlı gönderecek . dedi .. Musa Aleyhisselam üzgün bir şekilde Tur dağına vardı ..ve durumu Yüce Allah cc arz etti ...Ya Rabbi bu melunun dediği gerçekmi ? Hak teala Gerçektir lakin sen üzülme Ey Musa izzetim ve celalim hakkı için ben ahir zamanda o duayı ona unutturacağım ..Sen o duayı öğren buyurdu ... Musa Aleyhimsselam bu duayı öğrendi .Hak teala Ya Musa her kim bu duayı okursa öldüğü vakit imanla gider kabri nurla dolar ...bu dua hürmetine Münker ve Nekirin suallerinden emin olur buyurdu .. Nübüvvet deryasından nasihatler

 


KABİR EHLİNE MAHSUS BİR HAYAT VARDIR Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şöyle buyurmuşlardır: “Her kim dünyada iken tanıdığı bir din kardeşinin kabrini ziyaret eder de ona selam verirse, kabirdeki kimse kendisini tanır ve selâmına mukabele eder.” Bu hadîs-i şerîften, ölünün, kendisine selam verene mukabelede bulunduğu, kendisini ziyarete geleni tanıdığı gibi husûslar bildirildiğinden onların kabre mahsus bir hayat ile yaşadıkları anlaşılır.


İmâm Suyûtî (rah.) der ki: “Bilmek, işitmek gibi idrâkler şehitler için sabit olduğu gibi diğer ölüler için de sabittir. Hadîs-i şerîfler ve haberler şuna delâlet eder ki; kabirde medfun kimse, kendisini ziyaret edenleri bilir, onların selamını işitir, onu tanır ve selamına karşılık verir. Bu, şehitler ve diğer ölüler için umûmî bir hükümdür.”
Kabir azâbının hak olduğunun delillerinden olan Mü’min Sûresi’nin 46. âyet-i kerîmesinde -meâlen- şöyle buyrulmuştur: “(Azâbdan biri de) ateştir ki, onlar (kâfirler) buna sabah akşam arz olunacaklar. Kıyâmet koptuğunda ise ‘Firavun hanedanını azâbın en şiddetlisine atın’ (denilecektir).” Bu âyet-i celîlede, ruhların dünyada iken kendisiyle kâim olduğu beden cevherinden başkaca birer cevheri daha bulunduğuna ve ölümden sonra bunun idrâkinin devam ettiğine bir delâlet vardır. Selef-i Sâlihîn’in; Ashâb-ı Kirâm ve Tâbiîn hazretlerinin, Ehl-i Sünnet ve Cemâat’in görüşü budur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Bedir Harbi’nden sonra, kâfirlerin cesetlerinin atıldığı kuyunun başında durup onlara şöyle hitapta bulunmuşlardı: “Ey filan oğlu filan! Siz, hayatta iken Allâh’a ve Resûlullâh’a itaat etmiş olsaydınız, itaatiniz şimdi sizi sevindirirdi, değil mi? (Şüphesiz sevindirirdi). Ey maktuller! Biz, Rabb’imizin bize vaad ettiği yardım ve zaferi muhakkak sûrette gerçek olarak bulduk. Ya siz, ilah edindiğiniz (putlarınız)ın size vaad ettiği(ni iddia ettiğiniz) zaferden ne buldunuz?” buyurdu. Bunun üzerine Hazret-i Ömer (r.a.): “Yâ Resûlallâh! Kendilerinde hayat eseri bulunmayan şu cesetlerle mi konuşuyorsunuz?” dedi.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Muhammed’in hayatını kudretinde tutan Allâh’a yemin ederim ki benim söylediğim sözleri onlar, sizden daha iyi işitiyorlar.” buyurdular.
Fazilet Takvimi

Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki ya iyilikleri emreder, kötülüklerden sakındırırsınız ya da Allah size yakında üzerinize bir bela gönderir de sonra Allah'a dua edersiniz de duanız kabul edilmez." (Tirmizi , Fiten 9)

!!!! Sokağa çıkarken 7 Ãyetü'l-Kürsî okuyup, her defasında 6 cihete üflemeli. Yedincide, "Velâ yeúdühü hıfzuhümâ ve hüve'l- aliyyü'l-azıym" diye 3 defa okuyup "Huu" ile içine "Huu"lamak lâzım. Bu ta'limat ile vesâite binenleri, Cenâb-i Hakk her türlü felâketten korur. Bunu söylemezdik ama, tehlikelerin umúmiyeti bizi bu esrârı söylemeye mecbur etti.

Hakikaten muazzam bir esrâr-ı ilâhîdir. Ne akıl, ne mantık, ne san'at, hiç biri ona tahammül edemez. Bunun adına "Kerâmetü'n-Nebí" derler.Bu insanlar, isyanları ile kok kömürü hâline gelmişlerdir. Kuruların yanında yaşlar da yandığından, o yaşları kurtaralım diye bu esrârı ifşâ ediyoruz."…



Şekeri düşüren dört değerli baharat vardır! Tarçın Zencefil Zerdeçal Kimyon

Şeker dostlar: Ekmeği pirinci tatlıyı meyveyi iyice azaltın, gazlı içecekleri tamamen bırakın dizlerde kireçlenme yapar,(bir bardağında 22 adet kesme şeker değerinde şeker değil,nbş nişaşta bazlı şeker mısır şurubu vardır,hazır gıdaların hepsinde var!) ve uzun yaşayın! On senedir şeker ilaçlarını bıraktım, Pelit yaprağı Defne yaprağı, ıhlamur dut yaprağı ceviz vyapragi zeytin yaprağı muşmula yaprağı biberiye kekik adaçayı melisa yemiş incir yaprağı ayva yaprağı gibi şeyleri iki üç tanesinden üçer yaprak kaynatir çayını içerim 200-220 olacak şeker,130 -140 larda seyreder, Hap kullanınca da aynısı oluyordu, Neden kimyasallarla kendimi zehirliyeyim,? Tansiyon ve şeker haplarını ömür boyu kullanmak aptallığı bunamayi illaki getirir Allah korusun,ilaca bağımlı yaşam akılcı ve ne tedavi et nede öldür,felsefesinin ilaç firmalarinin Dr,Lara dayattığı abonelik olayıdır ve ilaca abone yasamiyacagim, ecel birdir,kimse eceli gelmeden bir saniye önce veya SONRA gitmez,önemli olan sağlıklı ve ibadetli bir yaşamdır gerisi hikâye dir.

 






Peygamberimiz s.a.v. buyurdu: "Bir mü'minin öldürülmesi, Allah katında dünyanın yok olmasından daha büyük ) (bir günah)tır." (Nesâî, "Tahrîm", 2)

 




Dünyaya mal biriktirmek, sahiplenmek için gelmedik. Biz yolcuyuz. Dünya da bir vasıtadır, ahirete giden vasıtanın adıdır. K

 Hikmet Ehli Zatlar

Dünyaya mal biriktirmek,
sahiplenmek için gelmedik. Biz yolcuyuz. Dünya da bir vasıtadır,
ahirete giden vasıtanın adıdır. Kaldığı otelin odasına sahip çıkana, bindiği vasıtanın
koltuğuna sahip çıkana gülerler. Dünyaya sahip çıkan da aynı
durumdadır.

HACCA DAVET ÜÇ TÜRLÜDÜR.

 HACCA DAVET ÜÇ TÜRLÜDÜR.

Cenâb-ı Hakk, İbrâhim Peygamber'e Kabetullah'ı inşâ ettirdikden sonra ervâha hitâb ederek "Gelin beytimi tavâf edin" dedi. Bir kısmı "Lebbeyk Allahümme Lebbeyk" diye cevâp verdiler. İşte bu zümre Allah'ın çağırdıkları olup, bunlar Hacca giderler ama oradan dönmezler, rûhlarını orada teslîm ederler. Allah'ın davetlileri orada kalır.
İkinci daveti Hazret-i İbrâhim aleyhisselâm yapmışdır. Bir zümre de İbrâhim Halîlullah'ın davetiyle gidip haccederler ve kötü huylarını orada bırakırlar, iyi insan olurlar ve memleketlerine böyle dönerler. Şeytana atılan taşlar, insanın terketmesi gereken yedi kötü sıfata remzdir. Bu yedi sıfat şunlardır : Ucub, kibir, riyâ, hased, gadab, hubb-i mâl ve hubb-i câh.
Şeytan durur mu hiç?! O da insanları hacca davet eder. Birçokları da şeytanın daveti ile hacca giderler ama gelince daha da beter olurlar. İnsanları kandırmak için isimlerini hacı koyarlar. İşte bunlar da şeytanın davetlileridir.
Ka`be'ye sarık almaya giden sarık alır, tesbih almak isteyen tesbih alır, Ka`be'yi görmek isteyen Ka`be'yi görür, Allah'ı isteyen de Allah'ı bulur.
Allah'a tam teslîm olup hacca giden mü'minler Safâ'da safâya erer, Merve'de mürüvvet bulur ve Allah'ın ihsânına gark olurlar. Arafat'da da Allah'ın kudretine ârif olurlar.

9 Ocak 2022 Pazar

İ.Rabbani: Fırka-i nâciye olan Ehl-i Sünnet vel Cemâat itikâdı,cehennem azâbından kurtulmaya ve selâmete ulaştırmaya bir sebeptir.

hangi kadın olursa olsun; geçim derdinden ötürü kocasını üzer, gücü yetmeyeceği bir şeyi kocasından ister ise… onun ne farz ibadeti ne de nafile ibadeti makbul olur.”’

 Abdurrahman bin avf ra. Hz. Anlatıyor: ‘peygamber efendimizin sav. şöyle buyurduğunu işittim; “hangi kadın olursa olsun; geçim derdinden ötürü kocasını üzer, gücü yetmeyeceği bir şeyi kocasından ister ise… onun ne farz ibadeti ne de nafile ibadeti makbul olur.”’

KUR’ÂN-I KERÎM’E ABDESTSİZ DOKUNULMAZ Abdestsiz bir kimse Kur’ân-ı Kerîm’e dokunamaz ve onu eline alamaz. Kur’ân-ı Kerîm’in âyet-i kerîme yazılmış olan ve olmayan kısımları aynı hükümdedir. Bu sebeple, âyet yazılmış olan kısımlarına abdestsiz el sürülmediği gibi yazı olmayan kenarına dahi abdestsiz dokunulmaz. Kur’ân-ı Kerîm’e el sürmek veya dokunmak için abdest almak farzdır. Velev ki bir parça kâğıt veya duvar üzerine yazılmış bir âyet-i kerîme olsun.


Fıkıh, hadîs ve akâid gibi din ile alâkalı kitaplara dokunmak için hürmeten abdest alınır. Zira bunlarda da âyet-i kerîmeler bulunabilir. Hanefî âlimleri arasında kendilerine “Şemsü’l-Eimme” lakabı verilmiş iki zâttan biri olan Halvânî (rah.): “Biz, bu ilme, hürmet ile nâil olduk. Çünkü ben, abdestsiz olarak elime kâğıt almadım.” demiştir. Diğer zât İmâm Serahsî de (rah.) ilimle meşgul olduğu bir gece, bir rahatsızlığından dolayı on yedi defa abdest almıştır.
Kur’ân-ı Kerîm’i, kapalı iken kılıfı haricinde bir şeyle, mesela temiz bir bez ile veya elbisenin kolu ile tutmakta bir kerâhet yoktur. Fakat abdestsiz olarak elbisenin kolu veya ucu ile âyet-i kerîmeye dokunmak tahrîmen mekruhtur.
İçinde dînî ilimlerden bahsedilen, Allâhü Teâlâ’nın ismi ve Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in ismi gibi, hürmet gösterilmesi gereken şeylerin yazılı olduğu kâğıtları başka işlerde kullanmamalıdır.
CEMÂZİYELÂHİR İCTİMÂI, RU’YET VE BAŞLANGICI
Hicrî-Kamerî 1443 yılı Cemâziyelâhir ayı ictimâı, 2 Ocak Pazar günü Türkiye saati ile 18:34’tedir. Ru’yet ise 3 Ocak Pazartesi, Türkiye saati ile 09:28’dedir.
Hilâl’in görüldüğü yerler: Türkiye, Almanya, Avusturya, Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, Çin, Büyük Okyanus, Hong Kong, Vietnam, Tayland, Yeni Zelanda, Papua Yeni Gine, Avustralya Kıtası, Endonezya, Malezya, Filipinler, Japonya, Güney Kore.
Hilâl’in görüldüğü günü takip eden 4 Ocak Salı günü de Cemâziyelâhir ayının 1. günüdür.
02 Ocak 2022
Fazilet Takvimi


7 Ocak 2022 Cuma

VÜCUDU TAMİR EDİYOR VE HASTALIK BIRAKMIYOR Kahvaltıda zeytin yağı, karabiber kırmızı pul biber,kekik ve zerdeçalı karıştırıp, üzerine de limonu sıkıp ekmeğinizi banarak yemek, vücudu tamir edip hastalık bırakmaz. #ProfDrErkanTopuz


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ قَالَ (يَعْنِي إِذَا خَرَجَ مِنْ بَيْتِهِ) بِسْمِ اللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللهِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ يُقَالُ لَهُ كُفِيتَ وَوُقِيتَ وَتَنَحَّى عَنْهُ الشَّيْطَانُ. (ت) Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim evinden çıkarken ‘Bismillâhi tevekkeltü alellâh lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ derse ona, ‘Bu, sana yeter ve sen muhafaza edildin.’ denilir ve Şeytan, o kimseden uzaklaşır.” (Sünen-i Tirmizî)

 


Karanfil ve Gül suyu yapısı; Zihni kuvvetlendirir, Vesveseye iyi, Sesi güzelleştirir, Balgamı keserleri tüketir. güzelleştirir. Kalbi, Mideyi ve Ciğeri kuvvetlendirir. [Hekim Davud El-Antaki]


Ne zaman Başınız ağrısa veya Zihninize durgunluk gelse, İki ayağınızı bir kova sicak suyun içine koyun ayağın topuktan, aşağısını ve yukarısını ovun. Başta olan zahmet aşağı iner, ben de denedim gayet yararlı buldum. [Hekim İbni Kemal]



Sarımsak.. Aç karna bal ile yenirse, Akciğerleri Balgamdan, karın organlarını sıkıntı veren atık ve zararlılardan temizler. Mideyi kuvvetlendirir. Sarımsak, balla karıştırılıp merhem gibi sürülürse, hemoroit (basur) sıkıntısına devadır. [Celaleddin-i Suyuti]

siğillerin

 Patlıcan

Yakılıp külü
Sirke ile karıştırılıp siğillerin
üzerine konulursa siğilleri düşürür.
[Hekim Mustafa Feyzi Efendi]

5-10 adet Beyaz Dut Ağacı yaprağı bir iki bardak suda 8-10 dk. kaynatılıp ılık olarak suyu yaraların üstüne konulur kaynamış yapraklarda bir kaç saat yaraların üstünde bekletilebilir günlük En fazla iki defa bu uygulama yapılabilir. Şeker hastalığına bağlı olarak meydana gelen Ayak yaraları için 5-10 adet beyaz dut Ağacının yaprağı suyla kaynatılıp ılık olarak yaraların üstüne damlatılırsa yaralar yok olur. [Kenzüs Sıhhatil Ebdaniye]

Uçuk İçin;

Yoğurt, Ekşi nar suyu veya Sirke sürmek uçuğun
geçmesini sağlar.

[Dr.Aidin Salih]

Orta boy bir Turp soyulur küp küp doğranır bir su bardağı sütle 8-10 dk kaynatılır. Sabah akşam yarımşar bardak içilir içindeki turplar yenir. Bir kimsenin İdrar yolunda Kum olsa idrarı acıyarak gelse tutukluk olsa, İdrarı tek tek damlasa Turpu süt ile pişirip Aç karnına yedirilirse Şifa bulur biiznillah. [Tabip Mustafa Feyzi]

Kullanımı Bir çay kaşığı Ak günlük(Günlük sakızı) bir su bardağı suya geceden konulur bardağın üstüne bir şey konulup ağzı kapatılır. Sabah olunca aç karna bardaktaki su içilir günlük sakızları da çiğnenip yutulur. Buna en fazla 21 gün devam edilir. Tadı acı olduğu için Ak günlük katılmış bardağa gece bir tutam Kuru üzümde konulup tadı güzelleştirilebilir ve beraberinde kuru üzümlerde yenir Kuru üzümde hafıza üzerine etkilidir.

Taze baklayı haşlayıp o su ile yüzünüzü yıkarsanız, yüzünüz güzelleşir.

 Bu yöntemi uygulayabilirsiniz Taze yeşil baklayı iyice yıkadıktan sonra, sadece yeşil kabuklarını katı meyve sıkacağında sıkıyorsunuz.

Yarım kahve fincanı elde edesiye kadar sıkın. Bunu pamukla bir güzel kıllı bölgelerinize sürün. Bunu yaparken dikkat edeceğiniz husus şudur.
Önce o bölgedeki kıllarızı temizliyorsunuz ve bu suyu temiz cilde uyguluyorsunuz. Yani cildiniz kıllarından arınmış olacak.
Yöntemi Uygulayan birinin ifadeleri;
Geçen hafta bunu uyguladım, sadece 1 gün. Tüm hafta kendimi gözlemledim ve çıkma oranı %70 azaldı diyebilirim.
Bugün kıllarıma baktım, çok kalın çıkan ve hemen uzayan kıllar neredeyse hiç uzamamış, uzayanlarda o kadar ince ve silik çıkmışki almakda zorlandım desem yeridir. Bugün tekrar sürdüm bakla kabuğu suyu, bakalım gelecek hafta ne olacak.
Herkese tavsiye ediyorum fakat bu tür tedavilere alerjiniz varsa bilemem, gerçi alerjik bir reaksiyon yaratacağını sanmıyorum. Yüzümde olumlu sonuçları kalıcı olarak alırsam, vücudumada uygulamayı düşünüyorum. Deneyin derim.
Taze baklayı haşlayıp o su ile yüzünüzü yıkarsanız, yüzünüz güzelleşir.

Stres, Sıkıntı hali için; Sivasın Kangal ilçesinde çıkan Stronsiyum(Selestit) taşı suya konulup bu su içilirse 20-60 gün içinde Zincirle bağlanamayacak derecede Psikolojik sorunu olan kişiyi bile iyileştirir. Bu taşın Havadaki kokusu bile insanı rahatlatır, besler eksikliği giderir şifaya vesile olur biiznillah. [Ali İhsan Tola]

Her akşam bingıldak ve ense çukuruna sarı kantoron yağı sürmek beyni temizler. Çörekotu yağı ve sirkeyi karıştırıp her sabah buruna çekmek beyni temizler. Aidin Salih / Gercek Tip

 

olye, Bileklik veya direkt taş olarak taşınabilir. Yeşim taşı taşıyan kişiye Yıldırım çarpmaz, Midesi ağrıyan kişi karnının üstüne Yeşim taşı koyarsa ağrısını giderir. Yeşim taşı taşıyana kolay kolay Nazar Değmez, Sihri men eder. Hafakanı giderir. [Kenzü's-Sıhhatü'l-Ebdâniyye]

Yüzde Güneş Yanığı Kayısı meyvesi 100 gr. 6 kayısının çekirdekleri çıkarılıp kabuğu soyulur, ezilerek tel süzgeçten geçirilir. Yüze ve boyna sürülür, 30 dk bıra­kılır. llık suyla çok iyi yıkanır. Yüz kurulanmaz, kurumaya bırakılır. Reçete, 1 kahve kaşığı zeytinyağı eklenerek de yapılabilir.

Uykusuzluk veya Zor Uyuma


Kedi nanesi bitkisini (50 gr.) Kıyılmış 1 çay kaşığı
çiçekli sürgüne 150 ml sıcak su eklenir, 10 dk
Ruhunuza ivi gelecek
demlenip süzülür.
Yatmadan 15-20 dk önce sıcak olarak içilir.

Kimyon ve Anason yemek Gaz giderir ve Hazımsızlığa iyi gelir. Uzun süreli olarak açlığa dayanmak isteyen Kızarmış et, badem yağı veya sığır yağı tüketsin açlığı giderir, tok tutar çabuk acıktırmaz. [İbni Sina]

150 gr. Çörekotu ve 300 gr. Bal karıştırılıp Hap yapılır. Sabah ve akşam yenirse Benzi düzeltir, bedeninde hastalık kalmaz yetmiş iki derde devadır. [Tabip İbni Şerif]

Nöbet şekeri ile karıştırılıp içilen Süt Cildi güzelleştirir.

Sütün iyisi Saf ve Beyaz renkte olan,

Tırnak üzerine damlatıldığında akmayan
süttür.
Nöbet şekeri ile karıştırılıp içilen
Süt Cildi güzelleştirir.
[İbni Sina]

Basurun Tedavisi yemekten sonra Bir çay kaşığı Toz haline getirilmiş Kara Helile otunu yemektir.

5 Ocak 2022 Çarşamba

Gece müslüman yatıp sabah kâfir olarak kalkınacak olan dönemlerde yaşıyoruz. İmanımızı korumak için bu konulara dikkat edelim... Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Hayâ güzeldir. Fakat kadınlarda daha güzeldir.” (Kenzü’l-Ummâl)



Gece müslüman yatıp sabah kâfir olarak kalkınacak olan dönemlerde yaşıyoruz. İmanımızı korumak için bu konulara dikkat edelim...

 




Dikkat edelim...

 












İnsanları cennete en çok sokan şey,
Allâh korkusu ve güzel ahlâktır. (Hadîs-i Şerîf)

Peygamberimiz s.a.v. buyurdu ki: Cibril (a.s.) Bana geldi ve "Ya Muhammed (s.a.s.) Rabbin Sana selam ediyor ve şöyle buyuruyor: "Kullarımdan öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak zenginlikle salah bulur. Eğer onu fakir kılsa idim o küfranı nimet ederdi.


Ve yine kullarımdan öyle kimse vardır ki, onun imanı ancak fakirlikle salah bulur. Eğer onu zengin kılsa idim o küfrederdi.
Kullarımdan öylesi de vardır ki onun imanı ancak sıhhatta olması ile tamam olur. Eğer ona hastalık versem, o küfrederdi.
Kullarımdan öyle kimse de vardır ki, onun imanı ancak kendisinin hastalık içinde bulunması ile tamam olur. Eğer onu sıhhatte kılsam, o küfranı nimet ederdi"
Hz. Ömer (r.a.)
Ramuz El-Ehadis

NEBİ (S.A.V.)’İN MUHTEREM EBEVEYNİNİN ÎMÂN ETMELERİ Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, bir gün anne ve babasının kabri başında çok şiddetli bir şekilde ağladılar. Anne ve babasının kabirlerinin başına birer kuru ağaç diktiler.

 NEBİ (S.A.V.)’İN MUHTEREM EBEVEYNİNİN ÎMÂN ETMELERİ

Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, bir gün anne ve babasının kabri başında çok şiddetli bir şekilde ağladılar. Anne ve babasının kabirlerinin başına birer kuru ağaç diktiler.
“Eğer bu ağaç yeşerirse o (bu yeşerme) onların (anne ve babamın imânına alâmet olsun.” buyurdu. Ve ağaç yeşerdi. Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin duasının bereketiyle anne ve babası diriltildi Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri, onları îmâna davet etti. Onlar îmân ettiler, sonra yine irtihâl (vefat) ettiler.
Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin anne ve babasının yeniden diriltilip îmân etmeleri imkansız değildir. Aklen ve şer’an caizdir, israiloğulları zamanında öldürülen maktulün yeniden dirilmesi ve katilini haber verme hâdisesi Kur’ân-ı Kerîm’de yer almaktadır. İsâ (a.s.)’ın duasının bereketi ve Allâh (c.c.)’nun izniyle ölüler diriltiliyordu. Yine Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin duasının bereketiyle bir ölü cemâat yeniden diriltildi. Bütün bunlar biliniyor iken Efendimiz (s.a v.) Hazretleri’nin anne ve babasının yeniden diriltilmeleri ve onların îmân etmeleri neden mümkün olmasın? Anne ve babalarının yeniden diriltilip îmân etmeleri, Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin şeref ve fazîletinin ziyâdeliği sebebiyle olmuştur. Allâhü Te’âlâ Hazretleri, Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin anne ve babasına belirli bir ömür yazdı. Sonra o ömürleri sona ermeden önce Yüce Allâh onları vefat ettirdi. Ömürlerinin geride kalan bir anı geçirmeleri ve îmân etmeleri için onları bir lahza diriltti. Onlar ömürlerinin o süresi içerisinde îmân ettiler. Ömürlerini îmân ile bitirmiş oldular. Bu şekilde Allâh (c.c), Peygamberi (s.a.v.)’e ikramda bulundu.
Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin anne ve babasının îmânı, olduklarını gösteren delîllerden biri de şudur: Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin babasının adı Abdullâh’dır. Allâh’ın zâtına mahsûs isme izafe edildi. Yâni Allâh (c.c.)’nun kulu demektir. Abdullah’ın ismi, herhangi bir putla alâka kurulmadı. O dönemde, Lât ve Üzzâ ismiyle alâka kurularak isim veriliyordu.
(İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l Beyân, c.1, s.769-770)



Hay aksi şeytan demeyin. Bu şeytanın hoşuna gider.

 


SURRE ALAYLARI --- --- Osmanlı Sultanları'nın Çelebi Mehmed Han dönemi ile beraber her yıl Hac mevsiminde Mekke ve Medine Halkına gönderdiği para ve değerli eşyalara SURRE bunları götürenlere SURRE ALAYI denirdi. Bu gelenek 1. Mehmed Han, 2. Murad Han , Fatih ve 2. Bayezid Zamanında da artarak devam etti ve Yavuz Sultan Selim Han dan sonra dahada sistemleştirildi.


▪ SURER-İ HÜMAYUN da paralar dışında, nadir bulunan kıymetli halılar, Seccadeler, Murassa Avizeler, Şamdanlar, paha biçilemez El yazması MUSHAF-I ŞERİF ler, levhalar, örtüler, gümüş perde halkaları, okkalarla buhurlar, elbiseler, Mekke Emirine Sırmalı kaftan, mücevherli kılıç ve Mekke ve Medine de ki Seyyidlere, Şeriflere ve fakirlere nice hediyeler giderdi.
- Gönderilen hediyeleri alanlar kendilerine göre Zemzem hurma gibi hediyeleri Surre Alayıyla geri gönderirlerdi.
- Bu arada Kahireden gönderilen Surre Alayında yer alan yeni Kabe örtüsü merasimle eskisiyle deyiştirilir ve Mekke Emiri eski örtüyü İstanbula gönderirdi. Bu gelenek Osmanlı Devleti nin son dönemlerine kadar devam etti.


ağızdaki bakterilere, bademcik iltihabına ve ağız kokusunu karşı korur.

 Her gece uyumadan önce demleme adaçayı gargarası yapmak ağızdaki bakterilere, bademcik iltihabına ve ağız kokusunu karşı korur.

UYKU APNESi icin

1- AKSAM YATMADAN ÖNCE, KEDI κόκυνύ BIR KASIK BIR BARDAK SUDA 8 DAKİKA KAYNATILIP ICILIR. 2 - CUHA CICEYI YAGI ILE SAKAKLARI NASIL YAPILIR. 3- OKALİPTUS YAGINI SICAK SUYA 8 DAMLA DANLATIN VE BUHARINI TENEFFUS EDILIR. 4- YASTIGINIZA LAVANTA YAGI DAMLATIN. 5 - SIRT USTU YATMAYIN.

Manevi Alemleri Seyre Dalmak İsteyenler İçin Ya kuddusüt tahiru min külli suin fela şey e yüazühu min cemıy ı halkıhı bi lafzıh.


Bu esmayı akşamları 12'den sonra belli bir saatte aynı saat olması önemli ve etkili olur. 21 kere okuyarak ya da 41 kere okuyarak sonuç alınabilir. Şeytan ve cinler ona asla yaklaşamaz. Manevi derece artar. Manevi kapıları çalmaya hazır olmak için iyi bir uygulama.
Unutmayın; her şey aşama aşamadır, bir sırası vardır. Önce anahtarı eline alacaksın, sonra kiliti bulacaksın, sonra kapıyı çalacaksın ve kapılar sana açılacak. Alem sana, sen aleme neyleye. Hak ise tövbe eyleye. Alem seni eyleye. Sen aleme, alemde sana tövbe eyleye. Hak için yürüye.

HASTALIK SEBEBİNİ ÖĞRENMEK İÇİN - Maddi Mi, Büyü Mü?

Sağ elinin tırnaklarına aşağıdaki isimler yazılır. 3 veya 7 defa aşağıdaki ayetler okunur. Hastanın parmakları birbirinden ayrılırsa sihir, eli başına doğru giderse nazar, eğer aşağı doğru giderse Allah’tan gelen bir hastalık var demektir.
İsimler
Ayetler
Veŝŝâffâti ŝaffen. Fezzâcirâti zecren. Fettâliyâti źikren. İnne ilâheküm levâĥidün. Rabbüssemâvâti vel erďı vemâ beynehümâ verabbül meşârıgı.innâ zeyyennâssemâeddünyâ bizînetinil kevâkibi. Ve ĥıfžen min külli şeyťânim mâridin. Lâ yessemmeūne ilel meleil eġlâ ve yugźefûne min külli cânibin. Düĥûrev velehüm àźâbüv vâŝıbün. İllâ men ħaťıfel ħaťfete fe etbeàhü şihâbün śâgıbün

Terleme olduğu zaman terinizi üzerinizde kurutmayın mutlaka terli çamaşırı çıkarıp kurusunu giyiniz. Eğer ter üzerinizde kurursa vücudunuzun sağlığını alır vücudunuz buz gibi kalır. Damarlar sinirler büzülür ağrılar tutulmalar kireçlenmeler başlar. Akciğer, mide, böbrek, karaciğer ve üreme organlarının rahatsızlığı, romatizma, kireçlenmeler ve bir çok rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olur. Terininizin üzerinizde kuruması vucudunuzun kırılmasına çalışma gücü ve şevkinizin azalmasına sebep olur.


Ayaklarınızı hiç bir zaman üşütmeyin ayaklar üşürse mide, bağırsak, böbrek, idrar yolları, yumurtalıklar, üreme organları karaciğer, safra, basur, romatizma damar rahatsızlıklarına zemin hazırlar. Ayaklarınızı sıcak tutunuz.
Rüzgarlı, cereyanlı, vantilatörlü, klimalı yerlerden sakınınız. Bilhassa terli olarak böyle yerlerde durmayınız, yattığınız yerinde rüzgarlı hava ceryanlı yer olmamasına dikkat ediniz (pencere kenarı, kapı pencere arası)
Başınızı ıslak tutmayınız kurulayınız. Banyodan sonra başınız ıslak hemen dışarı çıkmayınız, saçı başı kurulayıp yatınız. Baş sık sık ıslak tutulursa dışarı çıkılırsa baş ağrısına, sinüzite, migrene, nezle olmaya, burun akıntılarına, kulak iltihabına boyun, omuz tutulmalarına kireçlenmelere zemin hazırlar.
Soğuk, serin, rutubetli yerlere oturmayınız, yer soğuk olursa mide, bağırsak, idrar yolları, basur, böbrek, yumurtalık, karaciğer, üreme organları rahatsızlığına zemin hazırlar.
Verilen ilaçlar iltihaplı balgamları, burun, geniz akıntılarını söker. Bu bakımdan balgamlar iltihaplı olduğu için yutmayınız tükürünüz.
Sigara damarları daraltır, içilmemesi kendi sağlığınız için daha iyi olur.
Not: Şeker hastaları şeker düşürücü ilaçları kesmeyip kullanmaya devam edeceklerdir.
TEDAVİ SÜRESİNCE PERHİZ EDİLECEKLER.
Patlican: Vücuttaki iltihap ve ifrazatları tutar.
Mercimek: Vücuttaki iltihap ve ifrazatları tutar.
Çay(bildiğimiz çay): Vücuttaki iltihap ve ifrazatları tutar(ot çayları değil)
DAİMA PERHİZ EDİLECEKLER.
Kolalar, margarin yağları ve margarinle yapılanlar. Margarin yağları vücut sıcaklığında erimeyen yağlardır. Damar tıkanıklıklarına, kanda yağ birikmesine ve kolesterole sebep olduğu gibi bir çok rahatsızlıklara da sebep olur.
Sığır eti: Vücuda ağırlık, hantallık verir, mide, bağırsak bozukluklarına zemin hazırlar. Bilhassa kalın bağırsak rahatsızlıklarına, kansere sebep olur. Uzun süre baharatsız yenirse nüzul ve felçlere sebebiyet verir. Sığırdaki ağırlık, hantallık, hareket kabiliyetindeki azlık intikal ve anlama zorluğu insana sirayet eder.
Sığır eti yenecekse baharatlanarak yenmesi (sucuk şeklinde) gerekir o zaman vereceği zarar bertaraf edilmiş olur. Karadenizliler hamsiyi çok yerler, oynak ve kıvraktırlar.
Çiçek yağı yenmesi aslında mahsur yoktur, fakat içine bozulmayı önleyici olarak katılan madde (antioksidan) damar tıkanıklığı yaptığı için yenmesini tavsiye etmiyoruz.
Zeytin yağı ve yayıkta yapılmış ayrandan yapılan dövme tereyağı, yenmesinde sakınca yoktur. Bilakis insan sağlığına en yararlı yağlar bunlardır. Yüce kitabımız Kur’an zeytini sena etmiştir. Tereyağı ise vücut hücrelerinin yenilenmesinde rol oynar vücudun temel yapı elemanıdır. Tereyağı faydalıdır diye aşırıya gitmemek gerekir. Ayrıca vücuttaki kolesterol dengesini sağlar.
Not: Şeker hastaları tatlandırıcı olarak andız pekmezi kullanmalıdır.
Devamlı içme suyuna çam çırası konacak, susadıkça bu çıralı sudan içilecek.
Günün herhangi bir saatinde bir avuç siyah kuru üzüm yenecek veya pekmez ile pişirilip hoşafı içilecek.
Her şeye rağmen Şâfi-i Hakiki Cenab-ı Hak’tır. Hakiki şifayı ondan talep etmek gerektir.

Dışarıdan gelen vesveselere 11 Felak okunmalı, nefisten gelen vesveselere 11 Nas Suresi okunmalı. Cimriliğe karşı 11 defa Maun Suresi okunmalı Şirke karşı 11 defa Kafirun Suresi okunmalı. Migrene karabaş balı kullanılmalı. Karabaş balı, beyin hastalıklarında damar açıcıdır. Kuyruk yağı romatizma, bel ve boyun ağrılarına iyi gelir. Kemik erimesine karşı kuyruk haşlanıp aç karnına yenmeli, belden alt kısmına tırnaklara kadar sürülmeli. Kalp damar tıkanıklıklarına karşı karabaş balı yenmeli.


Kudret narı yağı, güzelleştirir, yüzde leke koymaz. İçilir ve hastalıklı yere sürülürse sedef hastalığını ve kaşıntıları yok eder.
Ardıç yağı, antibiyotik yerine geçer. Ardıç yağına demiri koysan eritir, ama vücuda zarar vermez. Vücuttaki cerahati, iltihabı çıkarır, temizler. Vücut dengesini temin eder.
Saf zeytinyağı ve kantaron, iç ve dış kanamaları önler, hücreleri yeniler, sinir uçlarını tamir eder. Kantaron yağı kanser ağrısını yok eder.
Ağrı için ardıç yağı ve kantaron karışımı sürülür.
Elmayı kabuğuyla yemek yüz güzelliği yapar.
Çayı limonla içmek, çayın kan yapıcı özelliği yok etme keyfiyetini giderir.
Saç için, kekik suyu ile saçlar yıkanır, dibine lavanta yağı sürülür. Kantaron yağı sürülür, saç diplerindeki cerahat boşalır, dibinden saç çıkar.
Günlük 21 tane kuru üzüm hafızayı açar. Her birini besmele çekerek yemeli.
Çörek otu baş ağrısını keser. Kimyevi ilaçların çare olmadığı pek çok hastalığa deva olur.

Sakın Yapmayın 1 Soğuk, serin, rutubetli yerlere oturmayınız, yer soğuk olursa mide, bağırsak, idrar yolları, basur, böbrek, yumurtalık, karaciğer, üreme organları rahatsızlığına zemin hazırlar. Sakın Yapmayın 2 Rüzgarlı, cereyanlı, vantilatörlü, klimalı yerlerden sakınınız. Bilhassa terli olarak böyle yerlerde durmayınız, yattığınız yerinde rüzgarlı hava ceryanlı yer olmamasına dikkat ediniz (pencere kenarı, kapı pencere arası) Sakın Yapmayın 3


Ayaklarınızı hiç bir zaman üşütmeyin ayaklar üşürse mide, bağırsak, böbrek, idrar yolları, yumurtalıklar, üreme organları karaciğer, safra, basur, romatizma damar rahatsızlıklarına zemin hazırlar. Ayaklarınızı sıcak tutunuz.
Sakın Yapmayın 4
Margarin yağları vücut sıcaklığında erimeyen yağlardır. Damar tıkanıklıklarına, kanda yağ birikmesine ve kolesterole sebep olduğu gibi bir çok rahatsızlıklara da sebep olur. Yemeyin.
Sakın Yapmayın 5
İlaç Sektörü'nün soygunundan kurtulun. Bir yeri düzeltmeye kalkıp başaramazken, onlarca yeri de bozan ilaç görünümlü zehirlerden kurtulun

Definenin Yerini Rüyada Görmek İçin

 Define olduğu düşünülen yere gidilir. 1 Fatiha 3 İhlas okuyup başta Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem olmak üzere bütün ehli imana hediye edilir. Ardından " Destur Ya Sahibel zaman, destur Ya Sahibel mekan " dedikten sonra sağ el ile bir avuç toprak alınır ve Siyah bir poşetin içerisine konulur.

Poşetin ağzı bağlanır ve arkaya bakmadan mekandan ayrılır. Yatacağı vakit 1 Fatiha 3 İhlas okur ve poşeti yastığının altına koyar. Tekrar 1 Fatiha 3 İhlas okur ve eller açılır şöyle dua edilir. " Ya Rabbi bu mekandan almış olduğum toprağın yerinde veya yakınında saklanan bir define bir rızık var ise bunu bana göster ve bunu bana oradan almayı nasip et " .
Bu dua 41 defa tekrarlanır ve kimseyle konuşmadan yastığın üzerine baş konulur ve yatılır.
Difenenin olup olmadığı muhakkak gösterilir ve var ise yeri tarif edilir. Gösterilen yer bir bıçak yardımı ile Ayetel Kursi okuyaraktan daireye alınır. Aynı şekilde Ayetel Kursi okuyaraktan yer kazılır.
Poşetin içindeki toprak ise ayak basılmaya bir toprağa gömülür ve akarsuya bırakılır.

İbrahim Düsûki Hazretleri’nın (ra) sırlı duası

İbrahim Düsûki Hazretleri bu dua hakkında ” Bu duayı oku hiçbir şeyden korkma” buyurmuştur.

“Bismil ilâhil hâlıkıl ekber.Ve hüve hırzün mâniun mimmâ ehâfü minhü ve ahzer.Lâ kudrati li mahlûkın men kudratil hâlık.Yücimühü bi licâmi kudratih.İhmiy hamisen ve kânellahü kaviyyen azizü.Hâ mim ayn sin kâf hımâyetünâ.Kêf hê Yâ ayn sâd kifâtünâ.Fe se yekfikemüllâhü ve hüves semiul alim.Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil aziym.”
Güçsüzlükten,korkulardan,hastalıklardan,düşmanların şerlerinden korunmak,cinlerin ve büyücülerin şerlerinden halas olmak için okunması tavsiye edilir.
Kaynka: Esmaül Hüsna sırları(Arif pamuk)

Savaşta düşmanın silahının zarar vermemesi için ” Le kad Caeküm “ Kurtubi Tefsirinde Efendimizin(s.a.v)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmekte.


“Her hangi bir kimse Tevbe süresinin son iki ayetini her gün okursa o gün içerisinde ölüm olayından kurtulur.”
Müellif merhum diyor ki;
“Ey kardeşler! Ey Asker evlatlar! bu âyetleri öğrenip gerektiğinde çokca okumaya devam ediniz.”Özellikle savaş sırasında,düşman silahlarının size zarar vermemesi için bu âyetleri okuyarak Allah Teâlâ’nın koruması altına giriniz.”
Okunacak Âyetler:
لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
“Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm(rahîmun).”
kaynak: Arif pamuk (Asmmaül Hüsna sırları ve şifaları ansiklepodisi)

Dört büyük imamdan Ahmed b. Hanbel hazretlerine ait, kıyamet gününün dehşetinden necat bulmak için okunacak bir dua


دُعَاءٌ لِأَحْمَدَ بْنِ حَنْبَلٍ لِلنَّجَاةِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ. سُبْحَانَ الْأَبَدِيِّ الْأَبَدِ. سُبْحَانَ الْوَاحِدِ الْأَحَدِ. سُبْحَانَ الْفَرْدِ الصَّمَدِ. سُبْحَانَ مَنْ لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِبَةً وَلَا وَلَداً. سُبْحَانَ مَنْ رَفَعَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ. سُبْحَانَ مَنْ بَسَطَ الْأَرْضَ عَلَى مَاءٍ جَمَدٍ. سُبْحَانَ مَنْ خَلَقَ الْخَلْقَ وَأَحْصَاهُمْ عَدَداً. سُبْحَانَ مَنْ قَسَّمَ الْأَرْزَاقَ بَيْنَ عِبَادِهِ، وَمِنْ فَضْلِهِ لَا يَنْسَى مِنْهُمْ أَحَداً.
***
Dört büyük imamdan Ahmed b. Hanbel hazretlerine ait, kıyamet gününün dehşetinden necat bulmak için okunacak bir dua
Bismillahirrahmanirrahîm
Ebed Sultanı, Vâhid ü Ehad, Ferd ü Samed olan.. gökleri direksiz ayakta tutan.. arzı donmuş bir su üzerinde durduran.. türlü türlü varlıklar yaratan ve onları sayıp döken.. rızıklarını taksim eden ve fazl u kereminden hiçbirisini mahrum bırakmayan Rabbim, bir arkadaş yahut bir evlat edinmekten de, daha başka bütün eksikliklerden de münezzeh ve müberradır.

Zindandan, Hapisten, Esirlikten Kurtulmak için bir Dua - Musa el-Kâzım (ra)

 


Ebû Mı’lâk isminde bir sahâbî vardı. Bu zât, başkaları ile ortaklık kurarak ticâret yapardı. Dürüst ve takvâ sâhibi bir kimseydi. Bir defâsında yine yola çıkmıştı. Karşısına çıkan silahlı bir hırsız:


“–Neyin varsa çıkar, seni öldüreceğim.” dedi. Ebû Mı’lâk:
“–Maksadın mal almaksa al!” dedi. Hırsız:
“–Ben sâdece senin canını istiyorum.” dedi. Ebû Mı’lâk:
“–Öyleyse bana müsâade et de biraz namaz kılayım.” dedi. Hırsız:
“–İstediğin kadar kıl!” dedi. Ebû Mı’lâk namazını kıldıktan sonra şöyle duâ etti:
“Ey gönüllerin sevgilisi! Ey yüce Arş’ın sâhibi! Ey her istediğini yapan Allâh’ım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve Arş’ını kaplayan nûrun hürmetine beni şu (hırsızın) şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdâda koşan Allâh’ım, yetiş imdâdıma!”
Ebû Mı’lâk, bu duâyı üç defâ tekrarladı. Duâsını bitirir bitirmez, elindeki kargıyı kulakları hizâsında tutan bir süvârî peydâ oldu ve hırsızı öldürdü.
Allâh’ın lûtfuyla kurtulan sahâbî, o süvârîye:
“–Sen kimsin? Allâh seni vasıta kılarak bana yardım etti!” diye sordu.
Süvârî:
“–Ben dördüncü kat semâ ehlindenim. İlk duânı yapınca semâ kapılarının çatırdadığını işittim. İkinci defa duâ edince, gök ehlinin gürültüsünü işittim. Üçüncü defa duâ edince, «Zorda kalan biri duâ ediyor!» denildi. Bunu duyunca Allah’tan, hırsızı öldürmeye beni memur kılmasını istedim. Allah Teâlâ da arzumu kabûl etti ve geldim. Şunu bil ki, abdest alıp dört rekât namaz kılan ve bu duâyı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duâsı kabûl edilir.” dedi. (İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 182)


Karabasan hakkında bilgi verir misiniz; böyle bir şey var mı, nasıl korunuruz?



  Karabasan hakkında bilgi verir misiniz; böyle bir şey var mı, nasıl korunuruz?





Bu olaya karabasan veya kıllı yaratık deniliyor. Bu olayın aslı vardır. Ancak tehlikeli bir tarafı yoktur. Bazı cinlerin manyetik yönü ağır basan bazı insanlara değişik şekillerde görünmesidir. Cinler bünyesi hassas ve manyetik özellik taşıyanlar ile irtibat kurabilirler. Aynı yerde sadece bir kişi fark eder diğerleri anlayamayabilir. Demek ki manyetik bir durumunuz söz konusu. Tehlikeli bir durum yoktur.




Buna benzer konular için yapacağımız tavsiyeler şunlardır:




1. Abdest alıp iki rekat namaz kılıp abdestli yatmak.




2. 33 defa sübhanellah, 33 defa elhamdülillah ve 34 defa Allahü ekber diyerek uyumak.




3. Yedi defa Ayet el-Kürsi'yi okuyup sağa, sola, arkaya, öne, alta ve üste üfleyip yedincisini üflemeden uyumak.




4. Fatiha, Nas, Felak, İhlas surelerini okumak.




Korku gibi şeylerden korunmak için dua etmek ve âyet ile hadis gibi şeyleri yazıp taşımak dinen caizdir. Abdullah bin Ömer Peygamberden (sav) şöyle rivayet etmiştir:




"Sizden biriniz uykuda korkarsa şöyle desin: 'Allah'ın gazab ve azabından ve kullarının şerrinden, şeytanların vesvesesinden ve yanıma gelmelerinden eksikliği olmayan Allah'ın sözlerine sığınırım.' O zaman, hiçbir şey ona zarar vermez."




Abdullah bin Amr onları temyiz çağına gelen çocuklarına öğretir, temyiz çağına gelmeyen çocukları için yazıp onların boynuna asardı. (Tirmizi, Daavat, 94)




Ancak bunları istismar edip sanat haline getiren ve saf kadınlarla teşriki mesai edip onlarla haşr ve neşir olmak kesinlikle haramdır.




Ayet el-Kürsi, Felak, Nas, Fatiha gibi sureleri veya ayetleri okuduğu zaman Peygamberimizin (sav) sağına, soluna, önüne, arkasına, ellerine ve hasta olan herhangi bir kimseye üflediği hadis kitaplarımızda yazılıdır. Bunun sebebi insanın maddi hastalıklardan korunmak için maddi tedbirler aldığı gibi, manevi ve zararlı şeylerden korunmak için de böyle tedbirler alması içindir. Bizi yaratan Allah, Peygamberimiz (asm) vasıtasıyla nasıl korunacağımızın yollarından birisini göstermiştir.




Bu konuyu izah eden hadislerden birini açıklamasıyla beraber takdim ediyoruz:




Hz.Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:




"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizateyn'i (Felak ve Nas sureleri) ve Kulhüvallahu ahad'i okur, ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi." [Buharî, Fedâilu'l-Kur'ân 14, Tıbb 39, Da'avât 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn 15, (2942); Tirmizî, Da'avât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3902)]




AÇIKLAMA:




1. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in Kur'ân-ı Kerim'i hastalığı sırasında şifa için okuduğu, mevsuk rivayetlerde gelmiştir. Esasen Kur'ân'ın mü'minler için maddi ve manevî şifa olduğu âyet-i kerimede belirtilmiştir:




"Kur'ân'dan, iman edenlere rahmet ve şifâ olan şeyler indiriyoruz, O, zâlimlerin ise sadece kaybını artırır." (İsra, 17/82). 




"Ey insanlar, Rabbinizden size bir öğüt ve kalplerde olana bir şifa, mü'minlere doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmet gelmiştir." (Yunus, 10/57)




2. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in kendi vücuduna icra ettiği "nefes"in mahiyeti hakkında bilgi vermek için, İbnu Hacer, rivayetin farklı vecihlerini kaydeder. Buna göre, önce ellerini cemeder, sonra ellerine üfler, sonra okur ve okuma sırasında eline üflerdi. İbnu Hacer, bu üflemenin tükrüksüz veya hafif tükrüklü olabileceğini belirtir. Bu maksadla Felak, Nâs ve İhlas sûreleri okunmuştur.




Meshetme işi, bereket düşüncesiyle yapılmıştır. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) ellerini önce başına, yüzüne sürer, ondan sonra elinin yetişebildiği yerlere kadar bütün vücuduna sürerdi. Hz. Aişe (ra) der ki:




"Resûlullah, kendini götüren hastalığa yakalanınca, ben okuyup üzerine üflüyordum. Kendi elleriyle de vücudunu meshediyordum. Çünkü onun elleri bereket yönüyle benim elimden çok üstün idi."




Bir başka rivayette Hz. Aişe (ra) meshedip, şifa için dua ederken kendine gelen Resûlullah'ın: "Artık hayır, (şifa değil), Allah'tan Refîk-i A'la'yı istiyorum." dediği belirtilir.




3. Bazı rivayetler, Kur'ân'dan okuyup nefes ederek tedaviyi Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in ailesi efradına da uyguladığını tasrih eder. Sahabe vetâbiin de aynı tedavi usulüne başvurmuştur. Ulema bunun cevazında ittifak etmiştir.




4. Nefes'i "tükrüksüz hafif üfürük" diye tarifeden Nevevî, rukyede bunun müstehab olduğunu, ulemanın cevazında icma ettiğini belirtir. Hz.Aişe (ra)'ye Hz. Peygamber (aleyhissalâtuvesselam)'in rukyede yer verdiği nefesten sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Onun nefesi, kuru üzüm yiyenin üfürüğü gibi idi, kesinlikle tükrük yoktu.'' Kasıtsız olarak nefesle birlikte çıkacak olan rutubetin tükrük sayılmayacağı belirtilmiştir.




Yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi, muska taşımak caizdir. Ancak duaları bilen bir insanın bunları okuması daha doğru olur. Ayrıca dua okumanın tekniği yoktur; herkes okuyabilir. Ayet el-Kürsi okurken sağımıza ve solumuza üflemek sünnettir. Ancak bunun belli bir şekli ve sırası yoktur.

MELEKLERİN SEVABINI YAZMAYA GÜCÜNÜN YETMEDİĞİ DUA Allah-ü Teâlâ’ya hamd ve şükür çok önemli bir tesbihtir.Aşağıdaki tesbih günahların affına vesile olacak çok önemli bir tesbihtir.Her gün okuyabildiğimiz kadar okuyalım.


(Bu duayı eden Mü’min için; Melekler, ALLAH’u Teâlâ’ya C.C. “Ey Rabbimiz! Senin kulun öyle bir şey söyledi ki, onu nasıl yazacağımızı bilemiyoruz” derler. ALLAH’u Teâlâ C.C. buyurur ki “O sözü, kulumun dediği gibi yazın. Tâ ki Bana kavuştuğunda, onunla kendisini Ben mükafatlandırayım.”)
(Hadis-i Şerifle bildirilmiştir ,İbni Mâce, İbni Ömer’den rivâyet)
Cebrail AS Efendimiz’e SAV, Ebu Zer RA’ın ettiği bu dua hakkında dedi ki;
“Melekler bile onun bu duasına şaşırmışlardır. Senin ümmetinden kim bu duayı yaparsa, günahları denizin köpüklerinden ve yeryüzünün topraklarının sayısından fazla da olsa, mutlaka bütün günahları af edilir.
“Senin ümmetinden her kim bu dua kalbinde bulunarak sana kavuşursa mutlaka Cennetler ona aşık olur. Sağındaki ve solundaki Melekler ona “Ey ALLAH’ın velisi (dostu) ! İstediğin kapıdan gir. diye nida ederler”
(Hadis’i Şerif, Hakimi, Tirmizi, Hz Ali’den RA rivayet)
“Ey ALLAH’ım ! Ben Senden daimi bir iman, huşu eden (ALLAH’ın Azametine karşı eğilen) bir kalp, fayda veren bir ilim, doğru bir yâkin (şüphesiz bir inanç), dosdoğru bir din (İSLÂM şeriati ve sünneti seniyye üzere ibadet), bütün belalardan afiyet, o afiyetin tamamlanmasını ve o afiyete karşı yapılması gereken şükrü yerine getirmeyi ve insanlara muhtaç olmamayı isterim.”
“Allahü ekber, Elhamdülillahi hamden kesiran, tayyiben, mübareken fihi.”
(Allah büyüktür, çok temiz ve mübarek hamdler Allah’adır!) dedi. Resulullah (s.a.v) namazı bitirince:
En güzel dualardan biri de Allah Teâlâya hamd etmektir. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde, Allah’a yapılan hamdin en faziletlilerinden birini şöyle haber verir: “Allah’ın kullarından bir kul:
«Yâ Rabbî! Zâtının (yüzünün) celâline, kudret ve hâkimiyetinin azametine lâyık şekilde sana hamd olsun!» dedi. Bu hamd, kulun amelini yazmakla vazifeli iki meleği âciz bıraktı. Onlar bu hamdin sevâbını nasıl yazacaklarını bilemediler. Semâya çıktılar ve:
«Ey Rabbimiz! Senin kulun öyle bir söz söyledi ki, sevâbını nasıl yazacağımızı bilemiyoruz» dediler. Allah Teâlâ Hazretleri -kulunun ne söylediğini en iyi şekilde bildiği hâlde-: «Benim kulum ne söyledi?» diye sordu.
Melekler şöyle cevap verdi: «–Ey Rabbimiz! O kul şu şekilde hamd etti: “Yâ Rabbî! Yüzünün (zâtının) celâline, kudret ve hâkimiyetinin azametine lâyık şekilde sana hamd olsun!”»
Bunun üzerine Allah Teâlâ o iki meleğe: «Kulum bana kavuşup da ben onu söylediği söze (hamde) karşılık mükâfatlandırıncaya kadar, siz o sözü kulumun söylediği gibi yazınız!» buyurdu.” (İbn-i Mâce, Edeb, 55; Beyhakî, Şuab, VI, 225/4077