28 Şubat 2022 Pazartesi

Mirac gecesinde meydana gelen bir hadise

 Mirac gecesinde meydana gelen bir hadise

Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki:
Mirac yolculuğunda, Kaf Dağı'nın ötesinde insanlarla dolu bir şehir gördüm. Onlar da beni görünce, "Ya Muhammed! Senin yüzünü bize gösteren Allah'a hamd olsun" deyip bana iman ettiler. Onlar şeriatın hükümlerini öğrettim ve "Siz kimlersiniz?" dedim. Bana şunları anlattılar:
-Ya Muhammed, biz israil oğullarındanız. Musa Aleyhisselam vefat edince, israil oğulları arasında anlaşmazlık çıktı. Aramızda fitne yayıldı. Öyle ki, sadece bir defada 43 peygamberi (Nebileri) şehid ettiler. Bir kısmımız Peygamberleri şehid edince, içimizden dünyaya gönül vermeyen ve ibadete düşkün olan 200 kişi ayrıldı. Bunlar diğerlerine, kötülük yapmamaları ve iyi şeyler yapmaları hakkında nasihat etmeye başladılar. Onlar ise bu nasihatlara bile kızıp bir gün içinde hepsini öldürdüler. Bu hadise üzerine aramızda anlaşmazlık ve fitne çıktı. Biz onlardan ayrıldık; deniz kenarına, sahile geldik. Bizi onların fesadından kurtarması için Allah'a dua ve tazarru ettik. Bunun üzerine önümüzde bir delik/ dehliz açıldı. Oraya girdik. Yer altında bu şekilde 18 ay kaldıktan sonra bu bulunduğumuz yere çıktık.
Devamla dediler ki, "Musa Aleyhisselam bize, "Ahir zaman peygamberi Muhammed Aleyhisselam'ın yüzünü gördüğünüz zaman benden ona selam söyleyiniz" diye vasiyet etmişti. Allah'a şükürler olsun ki senin yüzünü gördük. Bize Kur' an'ı öğretiniz."
Peygamberimiz onlara Kur'an'ı, namazı, orucu, cuma namazının kılınacağını ve diğer dini meseleleri öğretti.

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?.................KAMERİ AYLARIN 13.14 VE 15. GÜNLERİNE EYYAM-I BİYZ DENMESİNİN SEBEBİ:


Tefsir-i Sa’lebi de Hazreti Ali R.A.’dan naklen: (Hazreti Ali R.A. Şöyle buyurdu):
“Hazreti Adem A.S. Cennetten yer yüzüne indirildiği zaman güneşin harareti ile (tırnakların dibindeki beyazlık gibi) bembeyaz olan vücudu yandı ve siyahlaştı. (Bundan rahatsızlık duyan Hazreti Adem A.S.’a) Hazreti Cebrail A.S. geldi ve şöyle buyurdu: “cesedinin (vücudunun) tekrar beyazlamasını sever ve ister misin?” Adem A.S. “Evet, isterim” diye cevap verince; Cebrail A.S.:”Her kameri ayın 13, 14 ve 15. Günleri oruç tutmasını söyledi”. Hazreti Adem 1. Gün yani 13. Gün oruç tutunca vücudu biraz (üçte biri) beyazladı. İkinci gün yani 14. Gün tutunca biraz daha (üçte ikisi) beyazladı. 3. Gün yani 15. Gün tutunca tamamen (üçte üçü/tamamı) beyazlayıp eski haline geldi. İşte bundan dolayı bu günlere EYYAM-I BİYZ denmiştir”. Hazreti Adem bundan sonra vefatına kadar bu üç günün orucunu hiç bırakmadan tutmuştur. (Nüzhetün-Nazıriyn Sayfa:94)

*Mi'râc gecesi Receb ayının yirmiyedinci gecesidir.* Mi’râc, merdiven demekdir. Resûlullahın göklere çıkarıldığı, bilinmiyen yerlere götürüldüğü gecedir. Hicretten bir yıl önce, Receb ayının 27'sinde Cuma gecesi vuku bulan bu mucizeye *Mi'rac* denir. Resulullah "aleyhisselâm", mi'raca, ruh ve bedeni ile uyanık bir halde çıktı. Mirac gecesinde O'na nice ilahi hakikatler gösterildi ve *beş vakit namaz bu gecede farz kılındı.* Mirâc'dan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı. *Mi'rac; Kur'an-ı kerimde, İsra ve Necm suresi ile bazı hadis-i şeriflerde bildirilmektedir.* *Resûlullah* "sallallahü aleyhi ve sellem", *Mirâc'da Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp, Kürsî, Arş ve Ruh âlemlerini geçip, bilinmeyen, anlaşılamayan, anlatılamayan şekilde, mekânsız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü teâlâyı gördü.* Hiçbir mahlûkun bilemeyeceği, anlayamayacağı nimetlere kavuşup bir anda, Kudüs'e ve oradan da Mekke-i Mükerreme'ye geldi. Mirac gecesini ibadetle gündüzünü de oruçla geçirmeli. Bu konudaki iki hadis-i şerif meali: *Bu gece iyi amel eden için yüz yıllık mükâfat vardır.* [İ.Gazali] *Recebin 27. günü oruç tutana, 60 yıllık oruç sevabı verilir.* [İ.Gazali]

 






















27 Şubat 2022 Pazar

Dünya menfaati için gösteriş yapan (sahte şeyh ve evliyalara) yapılacak azâb,

 Dünya menfaati için gösteriş yapan (sahte şeyh ve evliyalara) yapılacak azâb,

Zinâkâr kadınlara yapılan azabın 70 katı olacaktır. Koltuk için fetva verenler görün halinizi

PUTINI DAHA IYI ANLAMAK IÇIN

 PUTINI DAHA IYI ANLAMAK IÇIN 

👇
İkinci dünya savaşında savaş bölgesinden memleketi olan Leningrad'a izine gelmiş bir asker, evinin bulunduğu caddeye doğru giderken Alman bombardımanı sonucu ölenleri taşıyan bir kamyonla karşılaşır.
Ölüler toplu gömülmek üzere mezarlığa götürülüyorken, cesetlerin arasında askerin dikkatini bir şey çeker!
Bir cenazenin ayağındaki ayakkabı ona çok tanıdık gelir.
Eşine aldığı ayakkbıya benzeyen ayakkabıyı görünce, kamyonu süren görevliye ayakkabıyı giyen ölüyü görmek istediğini söyler, görevli izin verir. Kamyona çıkar, cesede bakar, Korktuğu başına gelir, Karısıyla karşılaşır. Görevliye cesedin karısı olduğunu anlatır, onu alıp kendisinin gömmek istediğini söyler. Görevlinin de yardımıyla cesedi indirirler.
Asker biraz daha dikkat edince karısının zorla da olsa nefes aldığını farkeder ve doğruca hastaneye götürür.
Yapılan müdahaleler sonucu kadın kurtulur, iyileşir ve normal hayata döner. Daha sonra hamile kalır ve 7 Ekim 1952'de Vladimir Vladimiroviç Putin dünyaya gelir. 


BUGÜN 2. CEMRE SUYA DÜŞTÜ 26 .02 2022

26 Şubat 2022 Cumartesi

"EL-MUİZZ


 

ASKIDA KUMANYA



















3d 


Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: "Kim Kul hüvallâhü ehad suresini günde 200 sefer okursa, üzerindeki kul borcu hariç, elli yıllık günah (amel defterinden) silinir." (Tirmizi)

istenmeyen TüYLER

 I çorba kaşığı süt ile I çorba kaşığı zerdeçalı karıştırın.Bu karışımı parmağınızın ucuyla yavaşça tüylü bölgenize uygulayın ve biraz ovalayın.En az 30 dakika kurulana kadar bekleyin.Daha sonra soğuk suyla yıkayın.Bu işlemi 4 hafta boyunca her gün uygulayın. 4 hafta sonra tüylerinizin çıkmadığını göreceksiniz.

gece horlamasını anında keser. Troidi dengeler yeşili ise, zehirli guatr için birebirdir. GUATR!


Kehribar taşının özellikle mavisi guatrı yok eder ve 

ŞEKER HASTALIğı


ibn-i Sina Zeytin ağacı yapraklarını kurutun ya da kurutulmuşunu alın. Bir tutam kadarını 2 su bardağı suda 5 dakika kaynatın.10 dakika sonra demlenince bu çayı için. 40 gün boyunca iki günde bir, 2 su
bardağı tok karnına için.Örneğin bugün isin yarın içmeyin, sonraki gün için.Bu kur şeker hastalığına şifa olur inşallah.

Melisa otu çayı içmek, stresin en iyi ilacıdır. Sinirleri yatıştırır ve gerginliği alır. Mide kramplarına ve gaz şişkinliğine çok iyi gelir.

boğaz ağrısına ve bademcik iltihabına

 Kekik çayı boğaz ağrısına ve bademcik

iltihabına birebirdir. Özellikle çocuklara
kekik çayı içirin veya gargarasını yaptırın.

İbn-i Abbas (r. anhümâ)’dan şöyle rivâyet olundu, o dedi ki: “Allah Azze ve Celle (Mîraç gecesinde) Peygamberi sallallâhü aleyhi ve sellem’e elli vakit namaz farz kıldı. Peygamberimiz (s.a.v) de Rabb’inden hafifletilmesini istedi. Allah Azze ve Celle de namazı beş vakit olarak farz kıldı.” (Müsned-i Ahmed)

 











rahim rahatsızlığı ve kistler

 Endometriozis(rahim rahatsızlığı ve kistler ) için

Dulavratotu ,böğürtlen yaprağı ve kökü karışımından çay içilecek.Günde 2 kez aç

Dul avrat otu ( Arctium lappa) nedir? Neye iyi gelir?

 Dul avrat otu ( Arctium lappa) nedir? Neye iyi gelir?

Dul avrat otu sağlığa olan çok sayıdaki faydasıyla bilinen, özellikle sindirim, karaciğer sağlığı ve hormon dengesine olan önemli etkileriyle öne çıkan bir bitkidir. Ayrıca cilt kalitesinin iyileşmesinde, iltihaplanmaların azaltılmasında ve tansiyonun düşürülmesinde etkili olur.
Çiçekli bir iki yıllık olan dul avrat otunun bilimsel adı Arctium lappa‘dır. (1) Bitkinin yaprakları ve kökü sağlığa olan etkileri sebebiyle önemlidir. Dul avrat otu kökleri, kök sebzesi olarak mutfak tüketimine uygundur, kurutulmuş yaprak ve tohumları ise dul avrat otu yağı yapımında kullanılabilir. Günümüzde eczanelerde veya internette bitkinin besin desteği olarak kapsüllerini veya kremlerini bulabilirsiniz. Sağlık amacıyla çayının, yapraklarının, tohum ve köklerinin kullanımı yaygındır.
Dul avrat otunun faydaları nelerdir?
1- Harika Bir Antioksidan Kaynağıdır: 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre dul avrat otu kökü, kuersetin, luteolin ve fenolik asitler gibi farklı türlerde güçlü antioksidanlar içerir. Antioksidanlar vücudu serbest radikal hasarından korur, çeşitli hastalıkların önlenmesine ve tedavisine yardımcı olur. Antioksidan aktivitesi iltihaplanmaların azaltılmasını sağlar. Özellikle osteoartriti (kireçlenme) olan hastalara yardımcı olabilir.
2- Kandan Zehirli Maddeleri Temizler: En yaygın geleneksel kullanımlarından biri kanı temizlemek amacıyla kullanılmasıdır. Son bulgulara göre dul avrat otu kökü kan dolaşımından toksinleri uzaklaştırabilir.
3- Bazı Kanser Türlerini Önler: Sadece kanı temizlemekle kalmaz, belirli kanser türlerini önleyebilir. 2011 yılında yapılan bir araştırmada özellikle pankreas kanserine karşı etkili olmuştur. 2016 tarihli bir başka bilimsel araştırmaya göre ise (2) kanserli hücrelerin büyümesine önemli ölçüde müdahalede bulunabilir.
4- Afrodizyak Olarak Etkili Olabilir: Bir diğer geleneksek kullanımı afrodizyak olarak kullanılmasıdır. Farelerde yapılan deneylerde cinsel fonksiyonları güçlendirmiş ve cinsel aktivitede artışa neden olmuştur. (3) İnsanlar üzerinde daha fazla araştırmaya gerek duyulmaktadır ancak anekdotsal kanıtlar bu bulguyu desteklemektedir.
5- Cilt Hastalıklarının ve Sorunlarının Tedavisinde Etkili Olabilir: Akne, sedef ve egzama durumlarında uzun yıllardır kullanılmaktadır. Antienflamatuar ve antibakteriyel özellikleri bölgesel olarak cilde uygulandığında etkili olur. Bölgesel yanıkların iyileşmesine de yardımcı olur.
6- Tansiyonu Düzenler: Yüksek miktarda potasyum içerir, kardiovasküler sistemin rahatlamasını sağlar, ateroskleroz, kalp krizi ve felç riskini düşürür. (4)
7- Sindirime Yardımcı Olur: İçerdiği lif sindirim sistemi sağlığının artırılmasında etkili olabilir. Kabızlık, şişkinlik, kramp ve ülserlerin önlenmesini sağlayabilir. Özellikle çözünür ve prebiyotik bir lif olan inülin lifi içerir ki; bağırsaklardaki iltihaplanmaların ve zararlı bakterilerin önlenmesini sağlar. (5)
8- Diyabeti Kontrol Eder: Neredeyse bütün lif türleri vücutta insülin ve glukoz dengesinin sağlanmasına yardımcı olur ancak inülin özellikle etkilidir ve diyabetin ve diyabetle ilgili semptomların şiddetinin azaltılmasıyla doğrudan ilgilidir. Hayvanlar üstünde yapılan bir deneyde dul avrat otu özlerinin hipoglisemik etkileri gözlenmiş, diyabeti olan kişilerde lipid profillerinin ve enzim seviyelerinin yönetilmesine yardımcı olduğu belirlenmiştir. (6) Aslında, geleneksel İran tıbbında bu amaçlarla kullanılmaktadır.
9- Karaciğeri Temizler: Bitkiye acı tadını veren kimyasallar safra ve sindirim sıvılarının salgılanmasını uyarır, karaciğerin toksinleri hızlıca temizlemesine ve sistemden uzaklaştırmasına yardım eder. Karaciğerin temel işlevlerinden biri kandan toksinleri uzaklaştırmaktır ve dul avrat otunun içerdiği organik bileşikler ve bileşenler bu fonksiyonun güçlendirilmesini sağlar.
10- Hormon Dengesini Sağlar: Hormon düzensizlikleri yıkıcı ve zor olabilir. Bu sorunların önlenmesi için sağlıklı beslenmek ve gerektiğinde doğru bitkilerden faydalanmak önemlidir. Dul avrat otu estrojen gibi bazı hormonların karaciğerde metabolize edilmesine yardımcı olur. (7) Aşırı estrojen tehlikeli ve hatta ölümcül düzensizliklere yol açabilir.
11- Bağışıklığı Güçlendirir: Yüksek miktarlarda C ve E vitamini içerir, bağışıklığı yüksek düzeyde olumlu etkiler. Bu antioksidan vitaminler hücre ve doku sağlığına iyi gelir, çok sayıda hastalığın önlenmesine yardım eder.
Dul avrat otunun yan etkileri / Zararları
Dul avrat otu kökünün çocuklarda kullanımına ilişkin yeterli araştırma yoktur. Bu yüzden bir doktorun gözetimi dışında asla çocuklara vermeyiniz. Dul avrat otu kullanımının bazı potansiyel riskleri:
Bitkiyi ormandan toplamanız tehlikeli olabilir, dul avrat otuna benzeyen zehirli diğer bitkiler bulunur. Yüksek seviyede zehirli olan güzelavrat otu ile karıştırılabilir, iki bitki genellikle beraber yetişir.Eğer besin takviyesi olarak kullanıyorsanız, yeterli miktarda su tüketmeyi unutmayınız. Diüretik olduğu için su kaybını artırır.Kasımpatı ve papatyalara alerjiniz varsa, dul avrat otu köküne alerjik olabilirsiniz.Hamile kadınlar veya hamile kalmaya çalışan kadınlar dul avrat otu kökü veya besin takviyelerini kullanmamalıdır.

Cenab-ı Hakk, Musa as’a tevratı indirdiğinde, Tevrat bin sure, her surede bin ayet idi. Musa as şöyle niyaz etti: “ya rabbi! Bu kitabı okumaya ve ezberlemeye kim güç getirebilir.” Cenab-ı Allah: – Ben bundan daha büyük bir kitap indireceğim! Dedi. Musa as; –Ya rabbi kimin üzerine indireceksin? Allah cc : –Peygamberlerin sonuncusunun üzerine, buyurdu. Musa as : – Ya rabbi! Onun ümmeti nasıl okuyacaklar? Ömürleri kısadır. Dedi, Cenab-ı Hakk :– Ben o kitabı onlara kolaylaştıracağım. Hatta sabileri ( küçük çocukları) bile onu okuyacaklar. ..sohbetdefterim

 









Yaptığımızı Allah rızası için yapalım. Ahmet'e çalışıp Mehmet'ten para beklenmez. Kim gösteriş için aferin desinler diye yapmışsa, Cenab-ı Allah, "Sana aferin dediler; benden ne istiyorsun?" diyecektir

2 delikanlı bir adamın koluna girip Hazreti Ömer'e getirirler

 2 delikanlı bir adamın koluna girip Hazreti Ömer'e getirirler

"Ya Ömer! Bu adam bizim babamızı öldürdü kısas isteriz" derler.
Mahkeme kurulur adama son isteği sorulur.
Adam: "Eşim ve çocuklarımı 3 günlük yolda bıraktım benden haber bekliyorlar. Müsaade edin onlar ile helalleşeyim"
Hazreti Ömer: "İdam kararın verildi. Sen 3 günlük yola gitmek için izin istiyorsun. Nasıl güvenelim sana?"
Adam: "Ya Ömer" der ve İsra süresi 34.ayeti okur.
"Söz verenler verdikleri sözden mükelleftir. Yarın huzuru mahşer de hesaba çekilecektir."
Hazreti Ömer; "Peki. Fakat yerine bir kefil almamız lazım.
Sen gelmezssen onu idam edecez."
Adam ordaki kalabalığa sorar kefil olacak olan var mı?
Kalabalıktan ses yoktur.
En arkadan biri elini kaldırır ve
"Ben olurum Ya Ömer" der.
Bakarlar ki bu kişi Hazreri Ebu Zer'dir.
Herkes şaşkın
"Ya Ebu Zer neye kefil olduğunu biliyorsun değil mi?"
der Hazreti Ömer
"Bırakın gitsin adamı ben kefilim" der yine Ebu Zer.
Adam biniyor atına uzaklaşıyor.
3 gün herkes adamı konuşuyor gelecek mi gelmiyecek mi? Mescitte bile gündem oluyor.
Akşam namazına yakın uzaktan bir atlı geliyor.
Hazreti Ömer: "Be adam neden geldin?"
Adam: "Demesinler ki Müslümanlar söz veripte sözlerini tutmuyorlar diye geldim."
Ölen adamın çocukları söz ister bu defa.
"Ya Ömer biz kısas hakkımızdan vazgeçtik."
Hazreti Ömer:
"Peki neden affediyorsunuz babanızı öldüren bu adamı?"
"Ya Ömer demesinler ki Müslümanların arasında merhamet yok oldu!"
Ebu Zer'e dönüp;
"Sen bu adamın neyine, nasıl inandın da kefil oldun?"
Hazreti Ebu Zer;
"Ya Ömer demesinler ki Müslümanların arasında güven, itimad kaybolmuş. Onun için kefil oldum" der..
🌹Ya Rabbi! bizi İslam için yaşat, Müslüman olarak yaşat, Müslüman olarak vefat ettir, Müslüman olarak haşret.. Akşam,ı şerifimiz mübarek olsun feyzi bereketi rahmeti üzerimize olsun inş-Allah🤲🤲🤲
🌹HAYIRLI AKŞAMLAR 🥀 🥀

Evliyaullahtan bir zata, vefatından sonra rüyada görülünce (Geri dönmek ister misin?) diye soruluyor. Diyor ki: (Dünyanın tamamını hesap sorulmamak şartıyla verseler istemem. Tek şey için isterim, kapı kapı dolaşıp ölüm ve kabir hallerini anlatmak için.)

 Bir gün Peygamber efendimiz (s.a.v) sabah namazını kıldırır. Sabah namazını kıldırdıktan

sonra selam verir, Ebu BEKİR(r.a) nerededir diye sorar.
Cemaatin arkasınd, safların arkasından buradayım efendim der...
Efendimiz biraz yanıma gelirmisin buyurur...
Ve Hz. Ebu Bekir(r.a) efendimizin yanına gelir...
Anlat bakalım bir şeyler oldu galiba buyurur...
Hz Ebu Bekir'in Sıddık (r.a) Efendim tam siz birinci rekata tekbir aldınız, bende uydum, fatiha_i Şerifeyi (Elhamdülillahı) okurken, sonuna doğru gelirken, abdestime bir şüphe geldi, bir şey arız oldu. Hemen namazdan çıktım abdestimi yenilemek üzere...
Çıkınca orada bir altundan bir kap gördüm, içi su dolu lakin üzerinde bir mendil örtülüydü. Hemen o su ile alel acele abdest aldım, o mendil ile kurulandım ve hemen geldim.
Daha siz Fatihadan sonra Zammı süreye devam ederken gene yetiştim Ya RASÜLELLAH.
Ya Eba Bekir onun için sizi çağırdım. Çünkü ben tam Fatihayı okudum. Zammı süreyi okudum Rükuya gidecektim dizlerim tutuldu, bir türlü gidemiyordum ve ayetleri uzattım...
Size müjdeler olsun YA EBA BEKİR (r.a)
Senin yetişmen için namaza çıkınca o Altun kaptaki suyu getiren CEPRAİL (a.s) idi.
O mendili tutan MİKAİL (a.s) idi
Banada geldi Ebu Bekir(r.a) Namaza yetişecek Namazı biraz uzat diyen İSRAFİL (a.s) idi.
ONUN İÇİN SİZİ ÇAĞIRDIM buyuruyordu...
İşte o zatları o zatlar yapan Efendimiz (s.a.v) ile müşerref olmuş olduğu halde yine Efendimize doymuyorlardı.
Efendimizin muhabbeti ile kavrulmuş kendini yoketmiş, küçüklüğünden beri efendimize arkadaş, tabi olmuş, muhabbet etmiş. Çünkü
onlar efendimize tabiri caizse sırılsıklam aşıklalardı.
İşte Hizmet edenler böyle büyük nimete ve hikmete mazhar oluyorlar.
Hayatları bambaşka olduğu gibi Namazları bile
bambaşka oluyor.
O halde Hz Allah cümlemizi kendi hak yolunda hizmet edenlerin yolundan ayırmasın... AMİN

🌹🌹🌷FATİHA SÜRESİNİN SIRRI🌷🌹🌹 Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular: “Cebrâil (a.s) bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki: Kul benim huzurumda namaza durup “Allâhu Ekber” dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım.

 

🌹🌹🌷FATİHA SÜRESİNİN SIRRI🌷🌹🌹
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular:
“Cebrâil (a.s) bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki:
Kul benim huzurumda namaza durup “Allâhu Ekber” dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım.
Kul “elhamdü” dediğinde Allâhü Teâlâ, “Hamd kime mahsustur?” diye sorar, o da “lillâhi” diye cevap verir.
Allâhü Teâlâ, “Allah kimdir?” diye sorunca “Rabbilâlemîn” der. “Alemlerin Rabb’i kimdir?” buyurunca “Errahmânirrahîm” der.
“Rahman ve Rahim kimdir?” diye sorunca “Mâlikiyevmiddîn” der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ,
“Ey kulum, din gününün sahibi benim” der. Kul, “İyyâke na’budu ve iyyâke nesteîn; Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz” deyince Allâhü Teâlâ, “Ey kulum, mademki yalnız bana kulluk edip yalnız benden yardım istiyorsun, o halde istediğini dile ki sana verilsin” buyurur.
Kul “İhdinâ; bize hidayet et” deyince Allâhü Teâlâ,
“Hangi hidayeti istiyorsun?” buyurur. Kul “Essırâta’l-müstakîm; “Sırât-ı müstekîmi, doğru yolu” deyince Allâhü Teâlâ,
“Hangi yolu istiyorsun?” diye sorar. Kul “Sırâtallezîne en’amte aleyhim” “Kendilerine in’âm ettiğin bahtiyarların yoluna” deyince Allahü Teâlâ:
“Ey meleklerim, siz de şahit olun ki ben bu kulumu, kendilerine nimet verdiğim peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salihlerle beraber kıldım” buyurur. Kul,
“Ğayri’l-mağdûbi aleyhim veleddâllîn; Ne o gadap olunanların, ne de sapkınların” deyince Allâhü Teâlâ tekrar meleklere, “Şahit olun ki ben bu kulumu nimet verdiğim kimselerden kıldım, gazaba uğramışlardan ve sapkınlardan eylemedim” buyurur.
Kul “Amin” deyince onunla beraber bütün melekler de “Amin” derler..

Aklınıza, kabiliyetinize, enerjinize güvenmeyin. Yoksa bunlarla baş başa kalırsınız. Gün gelir aklınız yetmez, yakıtınız biter, yanarsınız. İmam-ı Rabbani hazretleri gibi ehl-i sünnet âlimleri çok kuvvetli enerji kaynaklarıdır. Akıllı davranıp, fişi doğru kaynağa takanın, doğru kaynağa bağlananın, ne enerjisi biter, ne de ışık saçması

''Mazlumun dini, dili, ırkı yoktur. İnsanların öldüğü hiç bir dava haklı değildir.'' #Ukrayna

 


MÎRAÇ MUCİZESİ İsrâ Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesi ile bildirilen mucize, Hicret’ten bir yıl önce, Receb-i şerîfin 27. gecesinde olmuştur. Bir kimse, İsrâ’ya yani

 MÎRAÇ MUCİZESİ

İsrâ Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesi ile bildirilen mucize, Hicret’ten bir yıl önce, Receb-i şerîfin 27. gecesinde olmuştur. Bir kimse, İsrâ’ya yani Peygamberimizin (s.a.v.) Mekke-i Mükerreme’den, (Kudüs’teki) Beytü’l-Makdis’e gecenin az bir vaktinde gittiğine inanmazsa kâfir olur. Sahîh hadîslerle meşhur olan, semâlara yükselişini inkâr etse, o kimse bidat ehlinden olur
Cebrâîl aleyhisselâm, Peygamber Efendimizi (s.a.v.), Ümmühânî radıyallâhü anhâ’nın evindeki odasından Kâbe-i Muazzama’ya götürdü, göğsünü yardı ve kalbini yıkayarak Burak’a bindirip Beytü’l-Makdis’e ulaştırdı. Peygamberimiz (s.a.v.), orada peygamberleri ve melekleri gördü. Onlara imamlık edip Sahre’den (Mescid-i Aksâ’daki büyük kayadan) Burak’a veya Cebrâîl (a.s.)’ın kanadına binerek birinci kat semâda Hz. Âdem’i, ikincide Hz. Yahyâ ve Hz. İsa’yı, üçüncüde Hz. Yûsuf’u, dördüncüde Hz. İdrîs’i, beşincide Hz. Hârûn’u, altıncıda Hz. Mûsâ’yı, yedincide Hz. İbrâhim’i (aleyhimüsselam) gördü. Onlarla selamlaşıp konuştuktan sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya vardı. Kendisine Beyt-i Ma‘mûr ile Kevser ve Rahmet nehirleri gösterildi.
Oradan Refref’e bindi, huzûr-ı İlâhî’ye varınca “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” ile Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikramla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitap olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz (s.a.v.), ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” buyurdu. Bir gece ve gündüzde elli vakit namaz emrolunmuşken tekrar tekrar yalvararak beş vakte hafifletildi. Geri dönerken bütün dereceleri ile cennetleri ve bütün derekeleri ile de cehennemi gördüler.
Beytü’l-Makdis’e gelip Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıkınca, Kureyş kervanını gördü. Sabah olunca yaşanan hâdiseleri insanlara haber verdi. Peygamberimize (s.a.v.), Beytü’l-Makdis’ten ve Kureyş kervanının hâlinden suâl ettiler. Sordukları şeylerden birer birer açıkça haber verince, Allâh’ın yardımına mazhar olanlar tasdik ettiler; imandan nasibi olmayanlar ise inkâr ettiler.
(Tefsîr-i Mevâkib, Fazilet Neşriyat.)






Kim olursa olsun gıybetini yapmayın! Kadınlarınız da evlerde gıybet yapmasınlar. Gıybet; içki içmekten, kumardan daha büyük günahtır. Gıybet kanser gibidir, girdiği yer iflah olmaz. Gıybet edene sus diyene 100 şehit sevabı verilecek. Gıybet edenleri susturun

Allahü teâlâ şu altı şeyi çirkin görür:
1- Namazda lüzumsuz hareketi.
2- Verdiğini başa kakmayı.
3- Orucu bozan hareketi.
4- Mezarlıkta gülmeyi.
5- Mescide cünüp girmeyi.
6- Başkasının evinin içine bakmayı

İnsanda nasıl bir kalb gözü var ise, aynı o şe

 İnsanda nasıl bir kalb gözü var ise, aynı o şekilde kalb burnu da vardır. Her günahın kendine has bir pis kokusu mevcuttur. Kalb burnu açık olan insanlar bu kokuları alır ve onun habis kaynağından uzaklaşırlar. Evliya olma yolunda, kalb gözü açılan insana verilen ilk nimetler: Kalb burnunun açılması ve kabir ehli ile konuşabilme nimetleridir. Mürşid-i kâmil olan kişi, bir işkembe temizleyicisi gibidir. Yanına gelen kişileri, günahlarından husule gelen kötü kokularından, pisliklerinden arındırır.

🌹GÜZEL VE BİLİNÇLİ İSİM VERMEK🌹 🌹Aileler çocuklarına Kuran’dan isim koymak isterken ismin anlamına çok dikkat etmeliler. 🌹Kuran’da geçen her kelimenin isim olmayacağı iyi bilinmeli ve ‘bu kelime Kuran’da geçiyor, isim olur” mantığıyla çocuklara verilmemelidir.

 

🌹GÜZEL VE BİLİNÇLİ İSİM VERMEK🌹
🌹Aileler çocuklarına Kuran’dan isim koymak isterken ismin anlamına çok dikkat etmeliler.
🌹Kuran’da geçen her kelimenin isim olmayacağı iyi bilinmeli ve ‘bu kelime Kuran’da geçiyor, isim olur” mantığıyla çocuklara verilmemelidir.
🌹Ayrıca bazı isimlerde sırf söylenişi güzel diye çocuklara konulmamalıdır.
🌹İsimde önemli olan, anlamının güzel olması, yaşadığı toplum ve kültüre yabancı olmamasıdır.
🌹Mesela;
🌹Sanem ismi çocuğa verilmemelidir, çünkü Sanem, ‘put’ demektir,
🌹Samet ismi, ‘hiç kimseye muhtaç olmayan’ demektir. Bu sadece Allah’a mahsus bir durumdur, dolayısıyle isim olarak kullanılamaz.
Aleyna sıkça duyduğumuz bir isim ama anlamı ‘üstümüze bela, sıkıntı aksın’ demektir.
🌹Kezban ismi Kur’an’da geçiyor diye veriliyor. Oysa Kezban ‘yalancı’ demektir.Çocuğa bu ismi koyarsanız, ‘yalancı, yalancı’ diye çağırmak zorunda kalırsınız.
🌹Ayrıca;
Resul, Nebi, Cebrail,Azrail, Mikail, İsrafil isimlerin konulması dinen hoş değildir.
🌹Asiye ‘isyan’ eden anlamına gelir.
🌹Julide Farsça’da dağınık,perişan’ demektir.
🌹İrem ise ‘Cennet bahçesi’ olarak bilinir ama aslinda ‘Allah’ın gazabına uğrayan sahte cennet’ tir.
🌹Bade ismi ‘içki’ demektir.
🌹Hannas ismi ‘şeytanın’ ismidir.
🌹Alara,Rosa, İlayda bunlar İslam isimleri değil ‘gayrimüslim’ isimleridir.
🌹Rumeysa ‘gözü çapaklı kadın’ demektir.
🌹Hüreyre, ‘kedicik’ demektir.
🌹Kayra eski Türk mitolojisinde ‘tanrı’ demektir, Allah’tan başka ilah olmaz. Çocuğa bu tarz isimler konulmamalıdır.
🌹Melis, Yunan mitolojisinde ‘tanrıça’ demektir, şişman ve tembel anlamlarına da gelir.
🌹Ecrin ‘ücret’ anlamına gelir. Bir insan ücret olamaz... (alıntı)
🌹yine bir Hadis-i Şerifte peygamberimiz (s.a.v) buyururlar ki; الاسماء تنزل من السماء مطابقا للمسمى
"İsimler semadan insanların karakterlerine yansıyacak şekilde iner"
🌹Bu sebeple mesela CEMAL yumuşak huylu demek olduğundan istisnalar kaideyi bozmamakla birlikte bu ismin sahibi geçim ehli olur..
🌹Yine CELAL öfkeli anlamında olduğundan bu ismin sahipleri yine kaideler istisnayı bozmamakla birlikte öfkeli olurlar ya da ismin manasının kişiye yansıma ihtimali oldukça yüksektir...
🌹 GECENİZ HAYIRLI MÛBÂREK OlSUN
🥀 🥀