İsmail Yilmaz
“ Bir İngiliz casusunun itirafları ” isimli kitapta okumuştum yıllar önce ;
« Türkiye'yi elde etmenin tek yolu, aile yapılarını bozup ahlâkî ve dini inançlarınıellerinden almak! Bunu yapmanın tek yolu ise; tv dizileri ve filmlerle genç nesile ulaşmaktır !.. »
...diye rapor veriyor üstlerine casus...
...diye rapor veriyor üstlerine casus...
Yaptılar da! Önce pembe dizilerle ahlakımızı ve aile yapımızı; sonra günlük film ve dizilerle de dini inançlarımızı aldılar elimizden.
Filmlerinde ekseriyetle Şaban, Ramazan isimlerini kullanan ka-mal sunalın filmlerinde bir tane düzgün, namuslu ve dürüst bir din adamı gördünüz mü? Göremezsiniz!
Ne kamal sunal, ne şener şen, ne de diğer soysuzların hiçbir filminde düzgün bir din adamı göremezsiniz çünkü İslam dininden nefret ediyor soytarılar!.. Bizim için mukaddes olan Şaban ismini bile alay konusu edecek kadar şeref ve haysiyet fukarası olan bu pislik çuvalı adamın filmlerini ailemize sokup katıla katıla güldürmediler mi bizi...
Ne kamal sunal, ne şener şen, ne de diğer soysuzların hiçbir filminde düzgün bir din adamı göremezsiniz çünkü İslam dininden nefret ediyor soytarılar!.. Bizim için mukaddes olan Şaban ismini bile alay konusu edecek kadar şeref ve haysiyet fukarası olan bu pislik çuvalı adamın filmlerini ailemize sokup katıla katıla güldürmediler mi bizi...
D İ Z İ L E R ;
Bu dizilerle milleti güvensiz, şüpheci ve aza kanaat etmeyen karaktere çevirdiler!
Yakışıklı, cömert, anlayışlı, kadınların peşinden koştuğu, jipe binen erkek profili kazındı genç kızlarımızın beyinlerine ve tarlada bahçe çapalayan Aişe, okulda yazılı olan Fatıma, fabrikada elbise diken Emine, bu erkek tipinin gelip kendisini kurtaracağını hayal etmeye başladı !..
Yakışıklı, cömert, anlayışlı, kadınların peşinden koştuğu, jipe binen erkek profili kazındı genç kızlarımızın beyinlerine ve tarlada bahçe çapalayan Aişe, okulda yazılı olan Fatıma, fabrikada elbise diken Emine, bu erkek tipinin gelip kendisini kurtaracağını hayal etmeye başladı !..
Evliler ise kocalarını bu tiplerle mukayese ederek, beğenmez oldu ne yazık ki...
İhanetin adı; " hoşuma giden biriyle beraber olurum" oldu! Aldatmak ve ensest ( aile içi ) ilişkiler sıradanlaşmaya başladı...
Evlerde ayakkabılarıyla dolaşma ve içkisiz sofra kurmama alışkanlıkları edinildi, bunu eleştirenler yobaz ve cahil ilan edilir oldu...
Din adamları, camii imamları Şener Şen, Kemal Sunal tiplemeleriyle sahtekâr, şarlatan, sapık, sözüne güvenilmez, paragöz ve cibilliyetsiz olarak tasvir edildi!..
Dizilerde ezan sesleri duyulmaz, namaz sahneleri yalnızca ihtiyarların kıldığı, sadece sağa-sola selâm veren, 3 saniyelik karelerle sınırlandırılıp; namaz kılmayı ihtiyarlayınca yapılacak iş gibi gösterildi...
Velhâsıl, yavaş yavaş kopartıldı içimizdeki Allah Aşkı!..
Tabii ki yoldan geçen 10 kişiden 9' u bilmez "Lâ ilâhe illallah" ın ne demek olduğunu?..
Yabancı futbolcuların isimlerini ezbere bilen gençler şehadetin manasını bilemez elbette!..
Yabancı futbolcuların isimlerini ezbere bilen gençler şehadetin manasını bilemez elbette!..
Bugün israilli bir yahudi, 2 bin yıl önceki tevratı okuyabiliyor; fakat biz, 50 sene önce yazılmış olan ecdadımızın eserlerini okuyamıyoruz maalesef!.. Üstelik bunu bir gecede yaptı iblisler!.. Bir gecede bizi geçmişimizden koparttılar ve İslamla aramıza bir set çekip cahilleşrdiler koca bir milleti....
Çünkü Kur'an- Kerim'lerimizi yıllar evvel allı-güllü kılıflara saklayıp duvarlarımıza astık!
Sonra da;
" Aman ha! Abdestsiz elleme, çarpılırsın!..
...diyerek çocuklarımızdan uzaklaştırdık.
Oysa;
Herkesin elinde tuttuğu bir REHBER
Olmalıydı mübarek Kur'an ...
Sonra da;
" Aman ha! Abdestsiz elleme, çarpılırsın!..
...diyerek çocuklarımızdan uzaklaştırdık.
Oysa;
Herkesin elinde tuttuğu bir REHBER
Olmalıydı mübarek Kur'an ...
_ Esma Âişe _Akyol
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder