Lâdikli Ahmet Ağa kendisini kış günü ziyarete gelenlere yaz gününün meyvelerini çıkarırdı. Hatta köylü bu seferlerini bildiği için Lâdikli Ahmet Ağa’ya “Bize dalıyla taze hurma getir, muz getir” gibi ısmarlamalar yapardı.
Bu görevlerinden en çarpıcısı ise Kore’de sıkışan Türk tugayına yardım için gitmesidir. O, Kunuri çarpışmalarında sıkışan Türk tugayını kurtarır.
1957’lerde patlak veren füze krizi hakkında Cezayir dağlarında konuşan kırklar ile toplantı yapar. Bunlar hep Allâhü Azîmüşşân Hz.lerinin izin, emir ve müsaadesi iledir. Meleklerden askerleri olduğu gibi insanlardan da kendine yakın kılıp kerametler verdiği kulları vardır.
Birçok kişi sorar Ahmet Ağa’ya,
“Ahmet Ağa, madem bu kadar göreve gidiyorsun, nedir bu İslâm âleminin hali?” O da cevap verir:
“İzin yok oğlum, izin yok. Olsa her şey düzelir.”
Lâdikli Ahmet Ağa yine bir sohbette sorarlar:
“Ahmet Ağa bugün nereye gidiyorsun?”
“Washington’a”
Köylüler yine sorar:
“Ahmet Ağa kaç saatte gidersiniz Washington’a?”
“Lâdik’ten Washington 4 dakika” der.
Lâdikli Ahmet Ağamız da bir Berat gecesi evinde toplanan misafirlerinin ‘‘Eee Ahmet Ağa, bugün nereye gideceksiniz?” sorusu üzerine,
“Bu gece Mekke-i Mükerreme’de bir toplantı olacak. Harem-i Şerif’te Zemzem kuyusunun başında. Her sene bu gece Zemzem kuyusunun suyu coşar kabarır, ağzına kadar gelir. Rasûlullâh Efendimizin ruhaniyeti, bütün peygamberler ve evliyâullâh orada toplanır. Hep birlikte dua yapılır. Sonra o kuyudan bir su içilir, artanı da oraya dökülür. Ondan sonra su normale çekilir. Zemzem kuyusunun suyunun bitmeyişinin hikmeti budur. Her sene bu merasim yapılır.” diye cevap verir.
Rabbim şefaatlerine nail eylesin.
Rabbim şefaatlerine nail eylesin.
Ruhları için bir fatiha üç ihlas
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder