BESMELE
H.Ş.: “Hayırlı bir işe besmeleyle başlanmazsa, muvaffak olunmaz, neticeye erilmez, noksan ve kusurlu olur.”
Âile ocağında vâlide ve ninelerin verdiği ilk dînî terbiye “Bismillâhirrahmanirrahîm” dir. Yemeye, içmeye, yatmaya, kalkmaya... Hâsılı Dîn-i Celîle uygun her harekete besmele ile başlamayı öğretirler, onu unuturlarsa ikaz ederlerdi.
Bir işe besmeleyle başlamak âdet değil, ibâdettir; zira, Resûlullah’ın emridir. Resûlullah’ın emri ise, emr-i İlâhîdir.
Meşrû olan her hal ve harekete Allah’ın ismi ile başlamak, ilâhî yardıma vesile olup iyi niyet ve ciddiyetle tâkip edilirse, netice güzel, faydası büyük olur. Bu îtibarla her Müslüman’a, Besmele-i Şerîfe'yi ciddiyet ve ehemmiyetle tavsiye etmek Dîn-i Celîlin emridir.
Bismillah’da: Allah ism-i celîli; kahır, kudret ve yüce şâna işârettir. Bu ism-i şerîften sonra, Rahmân ve Rahîm ism-i şeriflerin zikri; Allah’ın rahmeti gazabını geçtiğine delildir. Bunun için, besmeleyle başlanan işte rahmet ve bereket hâsıl olur.
*Nuh A.S. tûfanda gemiye girdiği zaman:
“Bismillâhi mecrâhâ ve mürsâhâ inne Rabbî le gafûrürrhîm = Onun yürümesi de, durması da Allah’ın ismiyledir. Muhakkak Rabb’in affedici ve çok merhametlidir,” (Hûd, 41) âyet-i celîlesini okudu, selâmet buldu. Bu ise Besmele-i Şerîfe’nin yarısıdır. Ömrünün sonuna kadar Besmele-i Şerîfenin tamamı ile ünsiyet eden kimse her felâketten selâmet bulur.
*Hz. Hâlid R.A.’e birkaç Mecûsî:
–İslâm davası edersin; bir delil göster de iman edelim, dediler.
Hz. Hâlid, bir miktar zehir getirip besmele ile içti ve hiç zarar görmedi. Mecûsîlerin hepsi de Müslüman oldular.
İsa A.S. bir kabristandan geçerken azapta gördüğü kişiyi, dönüşte kurtulmuş görünce, hikmetini Cenâb-ı Hak’tan niyaz etti. Hak Teâlâ:
“Bu kişinin vefat ettiğinde âilesi hâmileydi. Çocuğu dünyaya geldi, büyüyüp mektebe gitti. Besmele-i Şerîfe’yi öğrendi. Evlâdı yerüstünde ism-i celîlimi okurken, yerin altında babasına azap etmeyi şân-ı ulûhiyetime lâyık görmeyip affettim,” buyurdu.
*Habeş kralı, Hz. Ömer’e R.A.:
–Bir büyük derde tutuldum: devâ gönder, diye yazdı. Hz. Ömer bir külah içine Besmele-i Şerîfe yazıp gönderdi.
Kral bu külahı başına koyunca ağrı kesilir, çıkardığında tekrar gelirdi. Bunda ne var diye baktığında Besmele-i şerîfeyi gördü.
Besmelenin (B)’si, Rabb’imizin “Birr” ism-i şerîfinden alınmış olup, “İhsan edici” mânâsınadır. Cenâb-ı Hak, dünyada kullarına nice nîmetler ihsan ettiği gibi âhrette de cemâl-i ilâhîsini göstermekle ikram edecektir.
Besmelenin “Sîn”i “Semî” ism-i şerifinden alınmıştır; “Allahü Teâlâ Arş-ı Âlâ’dan yerin altına kadar kullarının duâlarını işitir” demektir.
Besmelenin kerâmeti saymakla bitmez.
Hadîs-i şerifler:
*Abdest alırken besmele çeken kimsenin amel defterine, melekler, abdesti bitirinceye kadar sevap yazarlar.
*Besmelesiz abdest alan kişinin, sâde yıkanan yerleri temiz olur. Besmele ile alırsa bütün beden temizlenir ve kalbi gafletten, bidat ve dalâletten pâk olur.
*Gemiye binerken “Bismillâhi mecrâhâ ve mürsâhâ inne Rabbî legafûrürrahîm” de, selâmet bulursun ve senin için gemiden çıkıncaya kadar sevap yazılır.
*Besmele-i Şerîfe’yi öğrenen çocuğun anasına, babasına, hocasına ve kendisine cehennemden âzat beratı verilir.
*Ehline yakın olurken besmele oku! Gusül edinceye kadar amel defterine sevap yazılır. O sebepten çocuk olursa, nefesleri adedince ve onun zürriyetinden kimse kalmayıncaya kadar cümlesinin nefeslerince sevap yazılır.
*Hayvana binerken “Bismillâhi ve billâhi” de! Her adımınca sevap yazılır.
*İnsanoğlu soyunurken besmele çekse, cin taifesi ile kendisi arasında perde olur. Besmele âhrette de zebânilerle kul arasında perdedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder