Peygamberler, insanları zulümattan nûra kavuşturmak için gönderilmişlerdir. Mesajları aydınlıktır; karışık yollar ise zulümattır, karanlıktır: Âllah mü'minlerin velisidir, onları zulümattan nûra çıkarır, kâfirlerin velileri ise Tağuttur, onları nurdan zulümata çıkarır" (Bakara, 2/257). O halde gerek fert gerekse toplum bazında Allah'ın emir ve yasaklarının ortaya çıkardığı sonuç nûrdur, aydınlıktır. Karşıtı emir ve yasaklar ise, zulümattır, karanlıktır; işleri yerli yerinde yapmamaktır.
Kur'ân'da zulüm çeşitlerinin en büyükleri olarak şunlar sıralanmaktadır:
Şirk (Lukman, 31/13); Allah'ın mescidlerinde O'nun adının (dolayısıyla emir ve yasaklarının) anılmasına engel olmak (Bakara, 2/114); Allah'ın bildirdiklerini gizlemek ve O'nun adına yalan söylemek (el-Bakara, 2/144; el-A'raf, 7/38; Yunus,10/17; Hud, 11/18...); Allah'ın âyetlerini yalanlamak ve âyetlerinin başkalarına ulaşmasına engel olmak (el-En'am, 6/157; Yunus, 10/17; Kehf, 18/57); Allah'ın âyetlerinden yüz çevirmek (Secde, 32/22); Müslüman olduğunu iddia etmekle birlikte Allah adına yalan söylemek (es-Saff, 61/7).
İnsan, bütün bu zulümleri işlemeye müsait bir varlıktır. Bu nedenledir ki Kur'ân-ı Kerim'de "çok zulmeden" anlamına gelen "zelûm" olmakla nitelenmiştir (İbrahim, 14/34).
Yüce Allah;âhirette insanları cezalandırırken zalim olmadığını, bu cezaları kendilerinin hakkettiğini sık sık vurgulamaktadır (bk. Âlu İmran, 3/182; el-Enfal, 8/51; Hacc, 28/10; Fussilet, 41/46; Kaf, 50/29).
Zalimler âhirette cezayı hakkettikleri gibi bu dünyada da cezalandırılırlar. İnsanların başlarına gelen toplu felaketler, zulümleri sebebiyledir. "De ki: Allah'ın azabı size ansızın veya açıkça gelirse zalimlerden başkası mı yok olur" (el-En'am, 6/47).
Yüce Allah, zalimleri dost edinmeyi de zalimlik olarak nitelemektedir. Hatta zulmeden, kişinin babası veya kardeşleri bile olsa onlara dost olmak, zalimliktir (bk. et-Tevbe, 9/23). Böylece dostluğun akrabalık bağlarına göre değil, adalet ve inanç esaslarına göre olması gerektiği anlatılmaktadır.
Kur'ân-ı Kerîm, üç çeşit zulümden bahsetmektedir:
a- İnsanın kendi kendine zulmü. İnsanın gerek bedenine ve gerekse ruhuna karşı işledikleri haksızlıklar, kendi kendine yaptığı bir zulümdür.
b- İnsanın Allah'a karşı işlediği zulüm. Allah'a ortak koşmak, emirlerine riayet etmemek bu zulüm çeşidine girer.
c- İnsanların kendi aralarında yaptıkları zulümler. Toplumların helâk olmasına neden olan zulüm, bu çeşit zulümdür. Bir hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ, zâlim zengine, câhil ihtiyara ve kibirli fakire buğzeder.) [Taberanî]
Câhile câhil, zâlime zâlim denir. Bir hadis-i şerif:
(Ümmetim, zâlime zâlim demekten çekinecek bir hâle gelirse, Allahü teâlâ onlara yardım etmez.) [Beyhekî] İnsanlar bir zalimi görürler, ona mani olmazlar. Bu sebeple hemen hepsi cezalandırılır.” – Tirmizî
“Ahir zamanda devlet başkanlarının yanlarında, devletin disiplin işlerini yürütmekle görevli öyle memurlar geleceklerdir ki: Allah’ın gazabı ile kalkar yine gazabı ile yatarlar. Böyle kimselerle dost olmaktan kaçınınız.” – Camiu’s-sağir. c.1,hds:463
“Her milletin başına münafıklar geçmedikçe kıyamet kopmaz.” – Mecmau’z-Zevâid
“En çok korktuğum ümmetimin başına gelecek sapık devlet reisleridir.” – Camiu’s-sağir.c.1,hds:449)
“Siz ne halde iseniz, başınıza o halde idareciler gelir.” – Deylemî
“Zâlim bir kavmin karaltısını çoğaltan (yâni zâlimler arasına karışan) kimse onlardandır,” – Camiu’s sağir.c.1,hds:464
“Benim ümmetimi zalimden korkar gördüğün zaman, ona “sen de zalimsin” demelisin. Onlar artık dirileri yanından ayrılmış, çöllerin ortasında kalmış manevi olan bir ölü gibidirler.” – Camiu’s-sağir. c.1,hds:429
“Benden sonra, ileride yalan söyleyip zulmeden emirler türeyecektir. Onların yalanlarını tasdik edip zulümlerinde onlara yardımcı olanlar, benden değil ve ben de onlardan değilim. (Kıyamet günü) Havzıma uğrayamazlar.” – Camiu’s-sağir.c.1,hds:452
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder