14 Kasım 2019 Perşembe

18.000 alem ne demektir? Başka alemler, başka dünyalar ve başka insanlar var mıdır?

18.000 alem ne demektir? Başka alemler, başka dünyalar ve başka insanlar var mıdır?
Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de en başta Fâtiha-yı şerifede olmak üzere birçok ayette, “Rabbi’l-âlemîn(âlemlerin Rabbi)” beyanı ile âlemlerden bahsetmektedir. Bu kelime Türkçe’ye, ‘varlıklar’ olarak tercüme edilebilir. Varlıklar ise bizim aklımız ve mantığımızla bir sayı ile sınırlanamaz. Binaenaleyh 18 bin âlem tâbiri/terkibi kesretten (çokluktan) kinayedir… Mevcudatın/varlıkların çok olduğunu belirtmek için kullanılmıştır, gerçek bir sayı belirtmek için değildir.
Kâinatta dünya, insan, cin, diğer canlılar, gezegenler, yıldızlar ve galaksiler gibi görünen âlemler var; bir de görünmeyen âlemler vardır. Bahusus melekler âlemi…
Göklerde binlerce âlem var. Yıldızların bir kısmı her biri birer âlem olabilir. Yerde de her bir cins mahlûkat (varlıklar) birer âlemdir. Hattâ her bir insan dahi küçük bir âlemdir (âlem-i sağîr). O bakımdan âlemleri bir rakamla tahdit etmek/sınırlamak mümkün olmadığı gibi, doğru da olmaz. Nitekim bir ayet-i celilede şöyle buyrulmuştur:
“Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah'ın kelimeleri/sözleri (yazmakla) tükenmez. Şüphe yok ki Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir.” [Lokman suresi, 27] ‘Allah’ın kelimeleri tükenmez’ cümlesindeki ‘kelimeler’ kavline, ‘âlemler’ diyebilirsiniz… Yani Allah’ın âlemleri/varlıkları o kadar çok ve geniştir…
Meselâ gökyüzünde yıldızlara ve yıldız topluluğu olan galaksilere bakalım... Kâinattaki galaksilerin durumu büyük bir çayırda bir çimen yaprağının durumundan farklı değildir. Dünyanın en güçlü optik teleskopu olan ve Amerika’da bulunan Mount Palomer Rasathanesindeki 200 inçlik Hale Teleskopunun gözlem sahası içine 800 milyon galaksi girmektedir. Ya bütün kâinatta ne kadar galaksi var? Belki yüz milyar, belki daha fazla… Bu mevzuda tahmin yürütmek bile imkânsız. Çoğunluğu 100 milyar civarında yıldız bulunduran bu sayısız galaksiler içinde bin milyardan fazla yıldızı bulunanlar da vardır. Bu yıldızların her biri güneşten binlerce kat büyüklüktedir.
Bir de arza dönelim, yeryüzüne inelim… Yeryüzünde bulunan canlı-cansız her bir tür varlık birer ayrı âlem…Ağaçlar, çiçekler, böcekler, kuşlar, balıklar ve saire bütün varlıklar birer farklı âlem... Dünyada mevcut olup da göremediklerimiz, onlar da apayrı âlem… Ya görünmeyen âlemler… Gerek ‘Âlem-i Halk’ gerekse kendilerinde zaman ve mekân bahis mevzuu olmayan ‘Âlem-i Emr’… Bunları akılla, mantıkla, bilimle anlamak-kavramak imkânı yoktur. Ancak nakle/nasslara kulak ve gönül vererek bildirilenler üzerinde bilgi sahibi olur, tefekkür edebiliriz.
***
Topyekûn âlemlere rahmet olarak gönderilen [Bkz. Enbiya suresi, 107] Son Peygamber Rasûl-i zîşân Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz, diğer peyganberler (aleyhimüsselâm) gibi herhangi birkavme-kabileye, şehre- kasabaya ya da beldeye-bölgeye değil, tabii ki 18 bin âleme peygamber olarak gönderilmiştir... Sadece bir medeniyetten, bir milletten ya da bir âlemden söz etmiyoruz... Bütün âlemlerdeki ‘iman edin’ İlahi emrine muhatap olan yaratıkların (ins ve cinnin) tamamından bahsediyoruz... ''18 bin âlemin Mustafa'sı (s.a.v) / Adı güzel kendi güzel Muhammed (s.a.v.)'' diyoruz. Burada da kastedilen sayının kendisi değil, âlemin çokluğunun ifadesidir.
***
" .. Allah, Allah'ın melekleri, gökler halkı ve yerler halkı, hatta yuvasındaki karınca ve sudaki balıklar insanlığa hayrı öğreten (âlim)'e düa ederler".[
Hadis, Tirmizî, İlim, 19]
" Eğer Allah, gökler halkına ve yer halkına azap ederse haksız olarak azab etmez. Eğer onlara Allah merhametli davranırsa Onun bu rahmeti kendilerinin ibâdet ve iyi işlerinden daha üstün olur"
[Hadis, İbn Mâce, Mukaddime, 10; Ahmed, Müsned, V/182; İbn Hıbban, Sahîh, N/55, No. 725.]
Sırf itaat içinde olan meleklerin cezayı gerektirecek bir davranışları bulunmaz. Bu yönden "gök ehli"ifadesi burada onların dışındaki canlılara yorumlanabilir. Peygamber (a.s) bir konuşmasında da göktekiler için "abd: kul" tâbirini kullanır. O; Allah'a bir övgü ve Peygamber'e gönderilen bir selâmın; "gökteki veya gökle yer arasındaki her kula erişeceği"ni söyler.[Buhârî, Ezan, 150; San'anî, U/199.]
"Eğer gök halkı ve yeryüzü halkı bir mü'min kişinin kanına ortak olsalar Allah onların hepsini cehenneme atıp kapatır"
[Hadis, Tırmizî, Dıyât, 8; Bağâvî, 11/508, No. 2601.]
***
"Hem Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'a secde eder, gerek Dâbbe (debelenen, ayakları üzerinde yerde yürüyen) kısmından olsun ve gerek Melâike(melekler), ve bunlar kibirlenmezler"
| Nahl Suresi, ayet 49
[Bu ayeti kerime, daha bir çok ayeti kerimeler gibi, gökte/semada/uzayda bir takım alemlerin/dünyaların olduğunu, bu alemlerde de meleklerin ve cinlerin dışında, insan cinsinden, ayakları ile arz üzerinde yürüyen canlıların olduğunu haber veriyor.]
***
"O Göklerin ve Yerin yaradılışı ve onlarda ürettiği her dabbenin(ayakları üzerinde yürüyen, melek ve cin harici varlıkların/insanların) üretilişi de onun âyâtındandır/ayetlerindendir ve o dileyeceği zaman onları(bütün alemlerdeki insanları bir araya) toplamağa da kadirdir."
| Şura Suresi, 29. ayet-i kerime
***
Kur'an'da DABBE
"Allah her dabbeyi/hayvanı/cismani hayat sahibini bir sudan yarattı. Öyle iken kimi karnı üzerinde yürür, kimi iki ayak üstünde yürür, kimi de dört ayak üstünde yürür. Allah, dilediğini yaratır. Şüphesiz ki Allah, her şeye gücü yetendir."
| Nur Suresi, ayet 45
***
"Furkan'ı (Kur'an-ı Kerim'i) alemlere(üzerinde hayat ve dinden mükellef insanlar bulunan bütün gezegenlere) bir uyarıcı olsun diye, kuluna (Hz. Muhammed Mustafa s.a.v'e) indiren (Allah) ne yücedir!"
| Furkan Suresi, ayet 1
***
"İşte o peygamberler, Allah'ın kendilerini doğru yola eriştirdiği kimselerdir. Sen de onların gittiği yoldan yürü! De ki: «Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O Kur'an sadece alemleri (üzerinde hayat bulunan ve iman-küfür, itaat-isyan arasında tercih hakkı verilmiş insanlar bulunan, dünyamız benzeri diğer gezegenleri) irşad için ilahi bir hatıradır.»
| En'am suresi, ayet 90

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder