“Dünyâ hayâtı azdan daha azdır. Ona âşık olan, alçakların alçağıdır. O sihriyle bir topluluğu sağır ve kör eder. Böylece onlar ortalıkta şaşkın ve delîlsiz ortalıkta kalırlar.”
https://vimeo.com/tomorhoca
- Ana Sayfa
- İlahi – Kur`an -İslam – Din -Tasavvuf – Belgesel – Dua – Hadis – Tarih – Şiir – Vs… – بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
- Dini bilgiler
- Hatim duası Türkçe Hatim Duası
- Ahmet tomor hoca sohbetleri
- suleymaniye
- Ruhlar kabirde hep kalır mı?
- Şehitlik ve Fazileti
- İslami Eğitim
- ALLAH (C.C.) 'ÜN SIFATLARI
- Ahmet Tomor Hocaefendi Sohbetleri
- Veysel Gürler
- Umman'dan Şifâlar
- İSLAMİ BİLGİLER KİTAP SOHBET SEYRET MULTİMEDYA
- Safakat İslami Forumları
- sadakat.net
- Ehl-i Sünnet Hanefi
- HAVAS İLMİ-MÜCERREBAT-I İLAHİ ŞİFACILAR
- Sağlığımızın müthiş şifreleri Sayfadaki tüm bilgiler bilgi amaçlıdır kullanım tercihi size aittir önce araştırın inceleyin doktorunuza danışın saygılar
- Sayfa ve guruptaki bilgiler bilgi amaçlıdır araştırın araştırmadan doktorunuza danışmadan kullanmayın sakın saygılar hepinize m.ulaş
- MUHTASAR İLMİHAL | Fazilet
- İLİM BÖLÜMÜ
- İmam Suyuti Camius Sağir
- Dini Sorular Molla Cami dini sorular ve cevapları
- incemeseleler
- "Nazar, deveyi kazana, insanı mezara sokar."
- YAVRULARIMIZA ELİF CÜZÜ ÖĞRETELİM. BİZLERDE TEKRAR EDELİM...
- Hadis-i Şerif
- FAZİLET TAKVİMİ
- mektebun
- faydalı
- medine
- Zi tuva kuyusu...
- Ali Eren Hoca
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
- "Kişi sevdiği ile beraberdir."
- *FATİHA SURESİNİN SIRRI..*
3 Eylül 2019 Salı
HZ. NÛH ALEYHİSSELÂM Hz. Âdem’den sonra insanlar çoğalmış, birçok yerleri îmar etmiş, fakat hakîki dîni, Allâhü Teâlâ’ya ibâdeti bırakmış, putlara tapınmaya başlamışlardı. Kendilerine kırk veya elli yaşında bulunan Nûh Aleyhisselâm peygamber gönderildi. Kavmini dokuz yüz elli sene, Allâh’a inanıp ibâdet etmeye çağırdı, fakat onlar öğütlerini dinlemediler. Nihayet Hz. Nûh, Allâhü Teâlâ’nın emriyle bir gemi yaptı. Gemi bitince gökten yağmurlar yağmaya, yerlerden sular fışkırmaya, denizler kaynayıp taşmaya başladı. Sular bütün yeryüzünü kapladı, dağların tepelerini bile aştı. Buna ‘tufan hâdisesi’ denir ki, beş veya yedi ay devam etmiştir. Nûh Aleyhisselâm, Sâm, Hâm, Yâfes adındaki üç oğlu ile diğer müminleri ve hayvanlardan birer çifti gemiye almış, dışarıda kalanlar suların içinde boğulup gitmişlerdir. Hz. Nûh’un, Yâm adındaki oğlu da kendisine inanmayıp bu günahkâr kavimle beraber mahvolup gitmiştir. Bilâhare yağmurlar kesilmiş, sular çekilmeye başlamış, Hz. Nûh’un gemisi de Cûdî denilen dağın üzerinde Muharrem ayının onuna rastlayan Âşûra gününde durmuştur. Kırkı erkek, kırkı da kadın olmak üzere seksen kişiden ibaret bulunan gemi halkı karaya çıkmış, Allâhü Teâlâ’nın dinine sarıldıkları için selâmete ermişlerdir. Hz. Nûh’a İkinci Âdem denir. Çünkü insanlar tufandan sonra onun neslinden çoğalıp yeryüzüne dağılmıştır. Hazret-i Nûh’un oğlu Sâm Arapların, Farsların ve Rumların; Hâm Habeş ve Kıbt Kavmi’nin; Yâfes de Türklerin ilk bbasıdır. Hazret-i Nûh, tufandan sonra altmış sene yaşamıştır. Hz. Nûh (a.s.) karaya çıktığı Âşûrâ günü Allâh’a şükretmek için oruç tuttu, gemideki halka da oruç tutmalarını emretti. Sonra yanında kalan hubûbâttan yedi çeşit azığı (Nohut, arpa, mercimek, buğday, bezelye, pirinç, fasulye) topladı, onları birbirine karıştırarak pişirdi ve yediler. İşte, bugün de hubûbâtı karıştırıp pişirmek yani aşûre pişirmek Nûh Aleyhisselâm’dan kalma bir âdet olup müstehaptır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder