Her cuma akşamı imanımızı tazeleyelim kardeşlerim, nasıl mı, aşağıdaki gibi!
Tecdidi iman (iman tazelemek)
İlahi ya Rabbi! İlahi ya Rabbi! İlahi ya Rabbel-âlemin… Ya Rabbi! Bizim elimizden dilimizden ve gözlerimizden kulaklarımızdan ve sâiri azalarımızın bi küllisinden bilerek veya bilmeyerek işlemiş olduğumuz kelime-i küfür, şirk isyan hata her ne kadar sadır olmus ise biz bunların hepsine tevbe ettik. Bir daha işlememeye azmi cezmi kast eyledik. Peygamberlerin evveli Hz. Âdem safihullah, âhiri peygamberimiz iki cihan Serveri Hz. Muhamme Mustafa (s.a.v.) bu ikisi ve bunların arasında her ne kadar peygamber gelip geçmiş ise cümlesi haktır ve gerçektir deyip dilimizle ikrar ve kalbimizle tastik eyledik amenna ve saddakna "Amentü billahi ve bima cae min indillah, ala muradillahi mücmelen ve mufassalan; Amentü bi rusulillahi ve bima cae min indi rusulillah, ala muradi rusulillahi mücmelen ve mufassalan. Amentü billahi ve melâiketihi ve kütübihi ve rusulihi ve'l-yevmil ahıri ve bi'l-kaderi, hayrihi ve şerrihi min Allahi Tealâ, vel ba'sü ba'de'l-mevt. Hakkun eşhedü en lâilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve resûluhü." Buyurun imanımızın tazelenmesi için bir daha; . Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve rasûlühü. Buyurun sırat köprüsünden şimşek gibi gecebilmek için bir daha; . Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve rasûlühü. Buyurun kabirlerimizin nurlanması için bir daha; . Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve rasûlühü. (buyurun şeytanı aleyhillagne’nin kahrı/ âlemi fenâ’dan âlemi bekâ’ya iman ile göç edebilmek için bir daha….. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve rasûlühü. Amin Amin Amin
Hased eden, İblis’i sevindirir!
Hased eden İblis’i (Şeytan’ı) sevindirmiş olur. Çünkü İblis, Müslüman kardeşinin ilimde, takvâda malda, üstünlüğünü gördüğünde bunu hased etmeyip bu halinden dolayı memnun olup sevinirse onun iyiliklerine, sevaplarına ortak olacağını bilir; bunun için üzülür; hased ederse bunlardan mahrum kaldığı için sevinir.
Bu bakımdan İblis, insanın, Allah’ın kuluna verdiği din ve dünya nimetinden dolayı başkasını hased ederse çok sevinir. Hased etmezse üzülür. Sevmek sevmemek önemlidir; kişinin tarafını gösterir. Bir bedevi Peygamberimize gelerek dedi ki: “Kişi dindar olan bir kavmi sever, fakat onlar gibi olamazsa!” diye sordu. Efendimiz, “Kişi sevdiği ile beraberdir” buyurdular.
Bu bakımdan İblis, insanın, Allah’ın kuluna verdiği din ve dünya nimetinden dolayı başkasını hased ederse çok sevinir. Hased etmezse üzülür. Sevmek sevmemek önemlidir; kişinin tarafını gösterir. Bir bedevi Peygamberimize gelerek dedi ki: “Kişi dindar olan bir kavmi sever, fakat onlar gibi olamazsa!” diye sordu. Efendimiz, “Kişi sevdiği ile beraberdir” buyurdular.
Hazreti Enes buyurdu ki: ‘Müslümanlar, Peygamberimizin bu müjdesine Müslüman olduktan beri o gün sevindikleri kadar hiçbir zaman sevinmiş değillerdi.’ Hazreti Enes bildirir: ‘Biz Resulullah Efendimizi, Hz. Ebu Bekir ve Ömer’i sever, fakat onların ameli gibi amel edemeyiz! Arzu ederiz ki onlarla beraber olalım!’ Hz. Ebu Musa şöyle demiştir: Ben ‘Kişi namaz kılanları, oruçluları sever, onlar gibi amel sahibi olamazsa’ diye sordum. Cevap olarak Hazreti Peygamber (Aleyhissalatu vesselam )şöyle dedi: “O, sevdiğiyle beraberdir.”
Buyuruldu ki: Eğer âlim olmaya gücün yetiyorsa âlim ol! Eğer buna gücün yetmiyorsa öğrenci ol! Eğer buna da gücün yetmiyorsa onları sev! Eğer onları sevmeye gücün yetmiyorsa bari onlara buğzetme!
İblis hased ettirerek, Müslümanların birbirlerini sevmelerine mani olmak ister. Sonra bununla da yetinmez, Müslümanı Müslümana düşman eder. Müslüman günahkâr oluncaya kadar yakasını bırakmaz.
Buyuruldu ki:
Buyuruldu ki:
Şu beş kişi ile, hiçbir yerde bir araya gelmeyin:
1- Hasetçi ve cimri ile,
2- Yalancı ile,
3- Ahmakla,
4- Kötü alışkanlığı olanla,
5- Günah işleyip de, marifetmiş gibi herkese anlatanla.
1- Hasetçi ve cimri ile,
2- Yalancı ile,
3- Ahmakla,
4- Kötü alışkanlığı olanla,
5- Günah işleyip de, marifetmiş gibi herkese anlatanla.
Süfyan-ı Sevrî hazretleri buyurdu ki: “Hasetçinin hâlinden biri de anlayışsız olmaktır. Kim aklının iyi çalışmasını istiyorsa kimseye hased etmesin. Bazan ben, komşularımın veya başkalarının yanında hasedi uyandırmasın diye yeni elbise giymekten vazgeçerim.”
Mehmet Oruç
KALB ZİKR EDERMİ ?
Dil ile Allah Allah derken (sesli) ağzınızi kapatıp dilimizi damağiniza yapıştırıp sessiz içerden (kalb'den)Allah demeye devam etmemize kalb zikri,gizli zikir deniyor,ve bu zikre kur'an'in diliyle zikrikesiyr ((çok çok zikr) deniyor.
Bu zikri yaparken Allah'dan başka şey hatırlanmiyor.
Eğer Allah'dan başka mal,mülk,para, kadın vs. düşünürsen o düşündüğüne Allah demiş olursun,(hâşâ)o zaman hemen istiğfar getirip Allah demeye kalpden devam edersin.
Tabî bu zikr verilen musade edilen sayıdan fazla yapılmaz,çekilmez.
İmam seyulkûtî hz. Kalb zikrine inanmaz ve et parçası nasıl zikr eder bunu benim kafam almıyor dermiş,bir gün İmam Rabbanî ye mektup yazıp gönderir.
Mektubu getiren kişi kapıyı çalınca, imam Rabbanî hz.oğluna,oğlum birisi geldi cevabını ver gönder der,oğlu kapıya çıkar gelen mektubu uzatır,kimden geldiğini sormadan,mektubu açmadan, zarfın arkasına:
Et parçası olan dil zikr ediyorsa,kalb neden yaratanı zikr etmesin? diye yazıp geri verir.
Olanları dinleyen ve küçük çocuğun mektubu okumadan cevaplamasina şaşıran imam seyulkûtî bu keramet karşısında kalb zikrini kabul eder.
Kalb zikrinin sevabı dil zikrine göre kıyaslanamayacak sevab ve derecelere nailiyet vardır, Erenler evliyalar hep bu yolla ermiş ve yetişmişlerdir.
Allah bizleri de kendini çok çok zikr eden erkekler ve kadınlar dan eylesin.(Amîn).
Bu zikri yaparken Allah'dan başka şey hatırlanmiyor.
Eğer Allah'dan başka mal,mülk,para, kadın vs. düşünürsen o düşündüğüne Allah demiş olursun,(hâşâ)o zaman hemen istiğfar getirip Allah demeye kalpden devam edersin.
Tabî bu zikr verilen musade edilen sayıdan fazla yapılmaz,çekilmez.
İmam seyulkûtî hz. Kalb zikrine inanmaz ve et parçası nasıl zikr eder bunu benim kafam almıyor dermiş,bir gün İmam Rabbanî ye mektup yazıp gönderir.
Mektubu getiren kişi kapıyı çalınca, imam Rabbanî hz.oğluna,oğlum birisi geldi cevabını ver gönder der,oğlu kapıya çıkar gelen mektubu uzatır,kimden geldiğini sormadan,mektubu açmadan, zarfın arkasına:
Et parçası olan dil zikr ediyorsa,kalb neden yaratanı zikr etmesin? diye yazıp geri verir.
Olanları dinleyen ve küçük çocuğun mektubu okumadan cevaplamasina şaşıran imam seyulkûtî bu keramet karşısında kalb zikrini kabul eder.
Kalb zikrinin sevabı dil zikrine göre kıyaslanamayacak sevab ve derecelere nailiyet vardır, Erenler evliyalar hep bu yolla ermiş ve yetişmişlerdir.
Allah bizleri de kendini çok çok zikr eden erkekler ve kadınlar dan eylesin.(Amîn).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder