19 Mayıs 2020 Salı

Bir zamanlar Karadeniz bir göldü. Milyonlarca kere kıyamet koptu! Milyarlarca yıl önce bile insanlar ve çok yüksek bilim ve teknoloji vardı. Milyonlarca kere yüksek bilim ve teknoloji çağı yaşandı. Daha önceleri de başka başka Ademler yaratıldı. Her Adem neslinin sonu geldi, kıyametleri koptu ve yeni Ademler yaratıldı. İşte bu yüzden melekler, bizim Ademimiz yaratılacak iken mealen "Yine yer yüzünde kan dökecek insanlar mı yaratacaksın? Biz seni biliyor, sana ibadet ediyoruz.' dediler. İşte bu yüzden Kur'an ayetinde 'O sizden önceki babalarınızın da rabbidir' denildi. Atalarınızın denilmedi, babalarınızın denildi. Bizim Ademimizden bize kadar geçen süre içinde de yüksek teknoloji çağı yaşandı.

Cumali Arısoy - DÜNYA DIŞI MÜSLÜMAN ALEMİ VE PARANORMAL OLAYLAR
Bir zamanlar Karadeniz bir göldü.
Milyonlarca kere kıyamet koptu!
Milyarlarca yıl önce bile insanlar ve çok yüksek bilim ve teknoloji vardı. Milyonlarca kere yüksek bilim ve teknoloji çağı yaşandı. Daha önceleri de başka başka Ademler yaratıldı. Her Adem neslinin sonu geldi, kıyametleri koptu ve yeni Ademler yaratıldı. İşte bu yüzden melekler, bizim Ademimiz yaratılacak iken mealen "Yine yer yüzünde kan dökecek insanlar mı yaratacaksın? Biz seni biliyor, sana ibadet ediyoruz.' dediler. İşte bu yüzden Kur'an ayetinde 'O sizden önceki babalarınızın da rabbidir' denildi. Atalarınızın denilmedi, babalarınızın denildi.
Bizim Ademimizden bize kadar geçen süre içinde de yüksek teknoloji çağı yaşandı. Nuh'un gemisi, bu gün yapamayacağımız kadar ileri bir teknoloji ile yapılmıştı. En iyi ihtimalle nükleer teknoloji ile çalışıyordu. Belki de yakıt gerektirmeyen mikro dalga iticiler ile...
Hz. Nuh, iman etmeyen o kafir kavmine ''Görmüyor musunuz, Allah yedi kat göğü nasıl yaratmış?'' dedi ve bunu dediği Kur'an ayeti ile sabit. Bunu dedi, çünkü ellerindeki teknoloji uzayın derinliklerini değil, sema katlarını bile gözetlemeye yetiyordu. Artık sema katları bile gayb (görülmeden, ölçülemeden, somut delille ispat edilemeden iman edilmesi gereken şeyler) olmaktan çıkmış, bilim olmuştu. Muhtemelen dünyayı kapsayan o büyük Nuh tufanına da, insanlıktan çıkmış bu kafir kavmin, insanlık dışı şekilde kullandığı yüksek bilim ve teknoloji sebep oldu. Muhtemelen kıyametin kopmasına da çok yüksek bilim ve teknoloji sebep olacak.
Lokman Hekim ölüme çareyi, daha doğru ifade ile vücudun tabii/doğal düzeni gereği yaşlanarak ölüme gitmesini, kendi zamanındaki yüksek teknoloji sayesinde ve bir de sarımsak tohumunu kullanarak buldu. Hazret-i Allah sarımsak tohumunu bir vesile ile yeryüzünden kaldırdı. O gün, bu gün, sarımsağın tohumu yok ama bir başka vesile ile bu gün, Siyonistlerin/Google'un Calico isimli firması da bu yöntemi buldu. Bir gün Hitler karşınıza çıkıverse, hiç şaşırmayın. Çünkü 1940'larda da bu teknoloji birilerinin elinde mevcuttu ve 2001 yılında Hitler'i, İran'daki bir terör zirvesinde gördüğünü iddia eden üst seviyeden batılı bürokratlardan, çok sayıda var.
Hz. Zülkarneyn zamanında da yüksek bilim ve teknoloji vardı. İstanbul boğazı bile o dönemdeki teknoloji ile açılmış bir sun'i boğaz. Karadeniz kocaman bir göldü. Yaklaşık 30 sene önce bu gerçek, 'adı tam konulmadan' da olsa, açıkça ''Karadeniz bir gölmüş ve aniden denize dönüşmüş'' denilmeden de olsa ispat edildi, belgesellere konu oldu, bulunan doneler duyuruldu, gösterildi ve sonra bu husus gizlendi. Bu gerçeğe hala gereğince temas edilmedi. Sadece sızıntı bilgiler mevcut. Karadeniz'in sularının altında çok sayıda yerleşim alanı ve çok sayıda tatlı su balığı fosili bulundu. Bunu ilk bulduklarında son derece şaşırmışlardı. Yapay boğaz açılınca, geniş yerleşim alanlarını su bastı. Tatlı su balığı türleri yok oldu, Karadeniz bir deniz oldu.
Hazret-i Zülkarneyn zamanında "dünyalar savaşı" da yaşandı. Ye'cüc ve Me'cüc iki kafir uzaylı insan türüydü. Hz. Zülkarneyn onlara nasıl bir teknoloji ile ve uzayın neresinde set çektiyse, teknolojimiz bu seviyeye geldi ama hala Kur'an ayetlerinde ve hadislerde kastedilen manayı tam olarak anlayamadık. Hala hadislerde gerçek olduğuna temas edilmiş olan Kaf dağını bile efsane zan ediyoruz.
Ve bu yüksek teknoloji, emrine rüzgar verilen, yani çok gelişmiş hava taşıtlarına sahip olan, bir gecede ordusundan 300 bin askeri bir yerden başka yere hava yolu ile nakledebilen hazret-i Süleyman zamanında, Süleyman peygamber zamanında, bir anda kaldırıldı. Çünkü yine bu teknoloji insanlığın faydasına değil, zararına kullanılıyordu. Hz. Süleyman bu vazifeyi Kur'an'da kendisinden bahsedilen vezir Asaf'a verdi. O nasıl bir ilim/teknoloji ile mevcut bilim ve teknolojiyi bir anda yok etti, bu da sır. Hala hayallerimiz bile yetmiyor. Tahminde bile bulunamıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder